| Kabul edersen kaleye uğra. Gücünde ustalaşınca bana haber ver. | Open Subtitles | إن قبلت، فعُد للقلعة وأتقن قدرتك الجديدة ثم اتّصل بي. |
| Bu yüzden YTÖE'ye nainsanları toplattı ve onları bu kaleye getirdi. | Open Subtitles | ولهذا جعل الوحدة الخاصة تجمع اللا بشر لهذا جلبهم هنا للقلعة.. |
| Göz yaşlarını saklayıp, her şeyi arkasında bıraktı ve sessizce kaleye döndü. | Open Subtitles | ،لقد حبست دموعها ،وتركت كل شيء وراء ظهرها وعادت بهدوء للقلعة |
| Ahbap, burada kalabilir, tutuklanabilir... ve Beyaz Kale'ye gitme umutlarımıza bir son verebiliriz. | Open Subtitles | يمكنك البقاء هنا ويلقى القبض عليك يا رجل وننهي آمالنا بعدم زيارتنا للقلعة البيضاء نهائياً |
| şatoya geri dönmeliyiz. Joan orada kaldı. Hadi. | Open Subtitles | لابد ان نعود للقلعة جون بالداخل , هيا بنا |
| kalenin arka odasında çok dikkat çekici bir şeye rastladık. | Open Subtitles | عثرنا في الغرفة الخلفية للقلعة على شيء رائع |
| Efendim, bu gece kaleye küçük bir keşfe çıkmama izin verin. | Open Subtitles | سيدى دعني ارسل حملة استكشافية للقلعة هذه الليلة |
| Balkabağına dönüşmeden önce kaleye dönsen iyi olur. | Open Subtitles | من الأجدر أن تعودى للقلعة يا أميرة قبل أن تبدأى فى التحول |
| Kontrol, Potusu aldik ve kaleye dogru hareket ediyoruz. | Open Subtitles | مراقبة , لدينا الرئيس و نحن متجهون للقلعة. |
| Bir gün kral, bütün halkını kaleye davet etti. | Open Subtitles | في يوم ما , قام الملك بدعوة كل رعاياه للقلعة |
| Niyetim bunlar olmadan onu bulup kaleye götürmek. | Open Subtitles | أنوي العثور عليه وأخذه للقلعة قبل حدوث ذلك. |
| Önce kaleye gitmem gerek ama daha sonra insanlardan birlikte uzak durmamızı ister misin? | Open Subtitles | يتوجب عليّ العودة للقلعة لكن بعد هل تريدين تجنب الناس سوياً؟ |
| - Hemen kaleye dönmelisin. | Open Subtitles | ينبغي أن تعودي للقلعة في الحال فثمة عملاقة سريحة |
| Ahbap, burada kalabilir, tutuklanabilir... ve Beyaz Kale'ye gitme umutlarımıza bir son verebiliriz. | Open Subtitles | يمكنك البقاء هنا ويلقى القبض عليك يا رجل وننهي آمالنا بعدم زيارتنا للقلعة البيضاء نهائياً |
| Kale'ye gitmeliyim. Bence arabuluculuk yapıyor. | Open Subtitles | الآن، عليّ أن اذهب للقلعة أنا أعتقد أنه ذهب لهناك |
| Korkunç şatoya geldiği zaman şüphe etmeye başlamıştı. Victor'la tanışıncaya kadar. | Open Subtitles | عندما وصلت للقلعة, اصبح لديها افكار اخرى, المقابلة مع فيكتور |
| Pekala eğer şu şatoya yöneldiklerini düşünüyorsan, kesinlikle haklısın. | Open Subtitles | حسناً,أنت على صواب أنهم متوجهون للقلعة |
| Doktor, kalenin ön kapısına koşup onu açmaya çalıştı. | Open Subtitles | الطبيب ركض نحو الباب الأمامي للقلعة وحاول أن أن يفتحه. |
| Bahçeye bir bakıp çocuklar için ısmarlayacağımız şişme kalenin sığıp sığmayacağını, kontrol etmek için geldim. | Open Subtitles | الاستماع، جئت لمشاهدة الفناء الخلفي وقد قدر أمرت أحد للقلعة نفخ للحزب للأطفال. |
| Hatta bunu kaleyi ucuza satın almak için kullanabilirdiniz. | Open Subtitles | أنت لم تستخدمه أبداً حتى تحصل على سعر رخيص للقلعة |
| Bayan Jamison'ın 3 milyon dolarlık... şato ile ödüllendirilmeyi haketmediğini öne sürüyorum... çünkü birilerinin yardımıyla popüler oldu. | Open Subtitles | أَقترحُ ان السّيدةِ جيميسن لا تستحقُّ لان تمَنحَ 3$ مليون للقلعة ببساطة لأنها علّقتْ بَعْض الستائرِ وكَانتَ شعبيَه بالمساعدةِ. |
| Bu bir kabus, ama heyecanlı bir gezi Bir dua edip, şatonun kapısına geliriz | Open Subtitles | نه كابوس لكنها ستكون جولة واحدة ومثيرة صلوا لنا أثناء عبورنا للجسر المائي المؤدي للقلعة |
| İğrenç deneyleriyle Hisar'ı utandırmıştır. | Open Subtitles | جلب العار للقلعة بتجاربه البغيضة |