| Son 10 yıldır Afrika liderlik Akademisiyle bunu yapmaktayız. | TED | وهذا ما نفعله منذ السنوات 10 الأخيرة بواسطة الأكاديمية الأفريقية للقيادة. |
| Dolayısıyla bugün, Afrika liderlik Akademisi'nin vizyonunda genişletme yapılacağını halka ilk kez açıklıyorum. | TED | لذا أعلن اليوم ولأول مرة على الملأ توسع رؤية الأكاديمية الأفريقية للقيادة. |
| Hey, Laurent. Herşey bu küçük merkezi Komuta konsolundan çalışıyor. | Open Subtitles | كل شيىء يتم التحكم به من خلال مركز واحد للقيادة |
| Artık tedavinizi ve testlerinizi yaptırmak için saatlerce araba sürmeye gerek yok. | TED | وليست هناك حاجة للقيادة لساعات وساعات من أجل الحصول على علاجك وتحاليلك. |
| Dünya, Japonya'nın ekonomik lider olmasını bekliyor. | Open Subtitles | العالم ينظر إلى اليابان للقيادة الإقتصادية |
| Gündüz, arabayla falan dolaşabiliriz. | Open Subtitles | أثنَاءَ اليَومِ؟ سنذهب للقيادة أو أيّ شئ |
| Eğer sürekli yenilik yapacak şirketler yaratmak istiyorsak liderlik hakkındaki standart anlayışımızı yıkıp baştan öğrenmeliyiz. | TED | إن أردنا إنشاء منظمات قادرة على الابتكار باستمرار علينا نسيان مفاهيمنا التقليدية للقيادة. |
| Gerçekten örnek olarak liderlik yapmaya hazır mıyız? | TED | هل نحن فعلياً مستعدون للقيادة عن طريق ضرب المثل؟ |
| Sende liderlik vasıflari var ve yürekten konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت لديك المؤهلات 000 للقيادة وبالطبع 0000 التعبير عن رأيك بصراحة |
| Ama korkunun Komuta için gerekli olduğunu söyleyen kişi sendin. | Open Subtitles | ورغم هذا فأنت من قُلتَ أن الخوف ضروري .. للقيادة |
| Tüm bunlar M. A. K. S. vasıtasıyla, Milli Askeri Komuta Sistemi U. K. M. Tarafından kontrol ediliyor, Ulusal Kontrol Merkezi. | Open Subtitles | و كل هذا يتم التحكم به عن طريق ان.سي.أ هيئة القيادة الوطنية حسب تعليمات الـ ان.ام.سي.اس النظام الوطني للقيادة العسكرية |
| Bunların dışında Y. O. K. M. var, Yedek Ordu Komuta Merkezi. | Open Subtitles | و أ.ام.سي.سي المركز البديل للقيادة العسكرية |
| Seni test ederler ve araba kullanmaya uygun olup olmadığına karar verirler. | Open Subtitles | و هم يقومون بفحصك. ثم يقررون إذا أنت قادر للقيادة أو لا. |
| Hepimiz 17 Haziran'da, kadınların dışarı çıkıp, araba süreceği asıl günde yetkililerin nasıl tepki vereceğini bilmek istiyorduk. | TED | وكنا نود أن نعرف كيف ستتعامل السلطات مع هذا الأمر في اليوم المقرر للحدث، 17 يونيو، عندما تخرج النساء للقيادة. |
| Doğru tahmin ettin. Şimdi bana bu çocukta lider vasfı olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | . تخمينك صحيحاً هل تخبرنى أن ذلك الطفل صالح للقيادة ؟ |
| Bizimkilerin arabayla gelip bizi alması gerekmişti. | Open Subtitles | واضطر ابائنا للقيادة ثلاثة ساعات ليقلونا |
| Bazı insanlar için kimlikleri araç kullanma ehliyeti veya içki alabilme izinleridir, ama benim için o kimlik, yaşama ve değerli hissetme izniydi. | TED | لبعض الناس، الهوية الشخصية هي للقيادة أو حتى للحصول على كحول، بالنسبة لي، كانت رخصتي للحياة، لأشعر بالتبجيل. |
| Sürüş gözlüğüm olmadan karanlıkta yolu göremiyorum ki. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أرى ليلاً من غير نظاراتي للقيادة |
| Hava Ekibi Bir'den Merkeze. Hedefi gördük. | Open Subtitles | الجوى الاول للقيادة لدينا الهدف فى مجال الرؤية |
| Onun komutanlığa bir istek yazdığını duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه كتب طلباً مجدداً للقيادة العامة |
| Evet, ama madde tesiri altında araba kullanmaktan tutuklarım. | Open Subtitles | لا, لكن بلا شك استطيع للقيادة تحت تأثير المخدر, أليس كذلك؟ |
| 15 yaşında birine Acemi Sürücü İzni vermeleri araba sürmeye hazır oldukları anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لانهم اعطو احدا عمره 15 سنة رخصة التعلم لا يعني انهم مستعدين للقيادة |
| Marcus Chaplin'in komutaya uygun olmadığı görüldü, 2.Kaptanı da aynı şekilde. | Open Subtitles | ماركوس شابلين قد تم إعتباره غير صالح للقيادة مثله مثل ضابطه التنفيذي |
| gezintiye çıkacağız çünkü ben senin en iyi arkadaşınım ve yardımıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | نحن ذاهبون للقيادة لأنني صديقتك المفضلة وأنت تحتاج ألي. |
| Annen arabayla gezmek için beni bekliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن أمك ستخرج للقيادة معى |