| Öğretmenim top kek getirmemi istedi. Öğrenmek için. | Open Subtitles | معلمتي قالت إنني بحاجة للكعك المكوب الكعك المكوب لأتعلم |
| Hayır, eski bir kek dükkanını kapatacağız. | Open Subtitles | لا، نحن ذاهبان إلى محل قديم للكعك على وشك الإغلاق |
| kek siparişleri alıyorum ama gerçek işime dönmek zorundayım. | Open Subtitles | لدي طلب للكعك لكن يجب ان اذهب الي وظيفتي الحقيقيه |
| Evet millet, yeni pastamız için heyecanlı pasta yürüyümüşüzün ikincisi başlıyor. | Open Subtitles | أيها الجميع, استعدوا لجولة أخرى مثيرة من المشي للكعك |
| Onlara pasta canavarı gibi saldırıyorsun. | Open Subtitles | حسناً, إنك تبتلعهم مثل وحش للكعك |
| Tüm süslü partilerine beni de çağıracaksın, tüm bekar arkadaşlarınla aramı yapacaksın, ayrıca, canım Kurabiye yemek istediğinde, hemen pişireceksin. | Open Subtitles | ستقومين بدعوتي لكلّ حفلاتك الباهرة، تعرّفيني على كل أصدقائك العزّاب، ولو اشتهيت للكعك |
| Alt katımızda bir bar, mutfağımızda da bir Kurabiye robotu var. | Open Subtitles | هناك حانة أسفل الشقة وإنسان آلي للكعك في المطبخ |
| Ve önceden yer ayırtmışsanız, Bayan Clark size ünlü unsuz çikolatalı kekinden pişireceğini söyleyecektir. | Open Subtitles | فإنني أقيمه بناءا على زيارتي.. وعلى طلبي للكعك الذي يخبز لديهم |
| Tabi, hemen "kek tamir takımları" nı getirin de halledelim. | Open Subtitles | نعم سنستخدم ادواتنا المميزة للكعك |
| Ama o kek burada pastadan bahsediyoruz. | Open Subtitles | هذا للكعك نحن نتكلم عن الفطائر الآن |
| Yeni bir kek dükkanı açacaksınız. | Open Subtitles | أنتما ذاهبان إلى إفتتاح محل جديد للكعك |
| Ve sonra yeni bir kek dükkanı açacağız. | Open Subtitles | وبعدها سنذهب إلى إفتتاح محل جديد للكعك |
| Kadın, kek için yasal hakkı olmayan kolay kullanılan bir fırın gibi olacak. | Open Subtitles | هي فقط مثل موقد "ايزي بيك" عدا انها بدون حقوق قانونية للكعك |
| Kim kek ister? | Open Subtitles | من هو مستعدٌ للكعك ؟ |
| Hayır canım, bu saatte pasta olmaz. | Open Subtitles | كلا يا عزيزي، الوقت متأخر للكعك |
| Biliyor musun Louis? Sana pasta yapmadığım için üzgünüm! | Open Subtitles | لذلك أنا متأسفة (لويس) لعدم إعدادي للكعك .. |
| Biliyor musun Louis? Sana pasta yapmadığım için üzgünüm! | Open Subtitles | لذلك أنا متأسفة (لويس) لعدم إعدادي للكعك .. |
| - Evet, tabii. Hayır, Kurabiye yok. Plana bağlı kalmalıyız. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا للكعك ، يجب علينا أن نبقى في الخطة |
| Bu, şekersiz Kurabiye tarifi. | Open Subtitles | هذه وصفة للكعك الخالي من السكر, |
| Ben ve eşim bir Kurabiye dükkanı açmak istiyoruz. | Open Subtitles | أنا وزوجي , نريد أن نفتح متجراً للكعك |
| Ve önceden yer ayırtmışsanız, Bayan Clark size ünlü unsuz çikolatalı kekinden pişireceğini söyleyecektir. | Open Subtitles | فإنني أقبمه بناءا على زيارتي.. وعلى طلبي للكعك الذي يخبز لديهم |
| Marie'nin Çörekleri dükkanının yakınındayız. Ayı Pençesi denemek isteyen var mı? | Open Subtitles | نحن قريبون من متجر "ماري" للكعك المحلى أيودّ أحدكم تناول فطيرة "مخلب الدب" لاحقاً؟ |