| Kuru temizlemecideki müşterilerimizden birisinin mücevher tasarımcısı olduğunu hatırladım ve ona gelinliğin kumaşını gösterdim. | Open Subtitles | لقد تذكرت لدينا زبون فى المغسلة انه مصمم للمجوهرات |
| İki mücevher mağazasına girdi ve poşetlerle çıktı. | Open Subtitles | دخلت متجرين للمجوهرات وخرجت منها بحقيبتين |
| Kolyesiz dışarı çıkmak zorunda kalmamak için lavabonun altında mücevher temizleyicin var. | Open Subtitles | تبقين منظفاً للمجوهرات أسفل الحوض كي لا تقضي يوماً دونه |
| Biraz önce bir mücevher dükkanında soygun olduğu ihbarı aldık. | Open Subtitles | لقد تلقيا للتو إتصالاً بخصوص سرقة محل للمجوهرات |
| Tıpkı eski günlerdeki gibiydi. Kendi mücevherat dükkanımı da açmıştım. | Open Subtitles | عدت لعملي السابق,و فتحت أيضاً متجري الخاص للمجوهرات |
| Lloyd mücevher cilasından nefret ettiği kadar bundan da nefret etti. | Open Subtitles | لويد كرهه كملمع لسيارة بقدر ما كرهه كملمع للمجوهرات |
| Ben mücevher satıcısı falan değilim. | Open Subtitles | أنا ليس مندوب مبيعات للمجوهرات |
| Soldaki mücevher dükkanına gir. | Open Subtitles | إنعطف شمالاً نحو محلك للمجوهرات |
| Dünya Mücevherleri Sergisi, dün gece 39 ncu "Bangkok Değerli Taş ve mücevher Fuarı"nda olağanüstü bir gösteriyle sahnelendi. | Open Subtitles | عرض جواهر العالم التاسع والثلاثون "معرض بانكوك للمجوهرات والحُلي" عقد ليلة أمس بصورة مشهودة ومبذرة |
| Muhtemelen bir mücevher kutusundan. | Open Subtitles | لاسكي" للمجوهرات" يحتمل أنه من علبة مجوهرات |
| Burada iki farklı mücevher görüntüsü var. | TED | هنا عرضين مختلفين للمجوهرات |
| mücevher dükkanındaki gizli alarm çalıştı. | Open Subtitles | انطلق الإنذار الصامت بمحل للمجوهرات بـ(ماين). |
| Doğru mücevher için. | Open Subtitles | .حسناً,للمجوهرات |
| Ama burası, mücevherat bulabileceğin bir yer değil. | Open Subtitles | حسن ، افضل طريقة للمجوهرات ليس هنا |
| Satmaya kalktığınız çalıntı taşlar Faye mücevherat'ın kasasında duruyordu. | Open Subtitles | الاحجار التي كنتم تعرضونها مسروقة من خزنة في متجر (فاي) للمجوهرات. |