| Evet, sonunda Future ve Snowball'u kurtarmayı başardık, ama ben ileri gitmeye hazır bir noktadaydım, | TED | حسناً، في النهاية، أستطعنا إنقاذ المستقبل وكرة الثلج لكن، كنت في تلك النقطة، جاهز للمضي قدماً، |
| İleri gitmeye hazır değilim diye .benden ayrılacak değil. | Open Subtitles | حسناً أنه لن ينفصل عني لانِ فقط لستُ جاهزة للمضي قدماً |
| Bunu yaşanmamış sayamam baba ama Yoluma devam etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنك مسح الاشياء ، أبي، ولكنني أبحث عن وسيلة للمضي قدما. |
| Efendim, üstüne gitmek için çok birşey olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | سيدي، أدرك أنه ليس بالكثير للمضي قـُدماً |
| Bence ilerlemeye devam etmenin esas yolu da bu. | TED | و بالنسبة إلي، فإنني أشعر أن هذا هو الطريق الصحيح للمضي قدما. |
| Partneriyle birlikteydi, hâlâ yeniydiler ve baş başa olmaktan memnundular, biraz ilerlediler, kız daha fazla ilerlemek istemedi, dolayısıyla hayır dedi. | TED | كانت مع شريك جديد لها، وسعيدة بالقيام بأشياء، ووصلا لمرحلة حيث كانت متحمسة للمضي قدمًا ولذلك قالت لا. |
| Değişikliklere hazırlıklı olmalarını söylemiştim. Ne olursa olsun, gitmeye hazır olacağız. | Open Subtitles | أخبرتهم أن يتوقعوا تعديلات مهما كان الأمر، سنكون مستعدين للمضي |
| Ziyaretçilerimiz gitmeye karar verdi. Yola çıkmaya hazırlar. | Open Subtitles | قرر زائرنا الرحيل، أنهم مستعدون للمضي قدمًا. |
| Ama sonuna kadar gitmeye hazırdım. | Open Subtitles | لكنني كنت مستعداً للمضي في ذلك |
| Karımın vefatını atlatmak çok zor oldu. Ama galiba sonunda hayatıma devam etmeye hazırım. | Open Subtitles | كانت وفاة زوجتي عصيبة ، لكن أظنني أخيراً صرت جاهزاً للمضي قدماً |
| Yoluma devam etmeye geldim. Bu senaryoların herhangi birinde oynarım. | Open Subtitles | أنا هنا للمضي قدماً سأقوم بأي من هذه السيناريوهات |
| Belki sen devam etmeye hazır olabilirsin ama ben hazır değilim. | Open Subtitles | ربما أنت مستعد للمضي قدماً لكني غير مستعد |
| - Sweets, onun ileriye gitmek için yapabileceği her şeyi yaptığını söyledi, gerisi için değil. | Open Subtitles | يقول بأنهُ كان يفعل كُل ما بإستطاعته للمضي في حياته قدمًا وليس العكس |
| Daha ileriye gitmek için üretim teknolojisine sahip olmalısınız. | TED | للمضي قدماً سنحتاج لتكنلوجيا أحدث. |
| Bilirsin işte sonuna kadar gitmek için ama henüz kendimi hazır hissetmiyorum. | Open Subtitles | للمضي عميقاً وأنا لست مستعدة لذلك |
| Yoluma devam etme formülüm işe yarıyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | يبدو أن صيغتي للمضي قدماً تعمل بشكل رائع. |
| Bunu yaşanmamış sayamam baba ama Yoluma devam etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنك مسح الاشياء ، أبي، ولكنني أبحث عن وسيلة للمضي قدما. |
| Baba devam etmenin zamanının geldiğini söyleyecek ilk kişi olurdu. | Open Subtitles | بوبا سيكون أول من يقول حان الوقت للمضي قدما. |
| Sence de hayatına, hayatımıza devam etmenin zamanı gelmedi mi? | Open Subtitles | ألا تظن أنه الوقت للمضي قدماً في حياتك، حياتنا؟ |
| Bence yapabileceğimiz tek şey ilerlemek, yararları ve riskleri üzerinde dürüstçe konuşmak ve seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmek. | TED | كل ما يمكننا القيام به للمضي قدماً، أعتقد، هو التحدث بصراحة حول مخاطر وفوائد خياراتنا وتحمل مسؤولية اختياراتنا. |