| restorana kendim gelmeliydim ama burada misafirlerim vardı. | Open Subtitles | كان يجب ان آتي للمطعم للاعتذار ، ولكن كان عندى بعض الناس هنا | 
| Bu konuşma burada bitecek. Bir restorana gitmek istiyorum. | Open Subtitles | ـ لن نخوض هذا النقاش ـ أنني أود الذهاب للمطعم | 
| Tamam. 10:00'daki mülâkatı zaten kaçırdık doğruca lokantaya gidelim hadi. | Open Subtitles | لقد فاتنا بالفعل مقابلة العاشرة صباحاً. لذا، لنذهب مباشرة للمطعم. | 
| Yani çöplükteki bir restoran mı? | TED | بالنسبة للمطعم الذي في مكب القمامة فإلى ماذا قد تحول؟ | 
| restoranın benim bilmediğim bir arka kapısı varmış. | Open Subtitles | كان للمطعم باباً خلفياً لم أعرف شيئاً عنه | 
| Oyalanacak fazla zamanım yok. Tam zamanında restoranda olmalıyım. | Open Subtitles | لا يوجد لدي الوقت الكافي يجب علي الذهاب للمطعم | 
| Çünkü senden restorana gidip gece nöbetini almanı isteyeceğim. | Open Subtitles | لأني أريدك أن تذهبي للمطعم وتأخذي المناوبة المسائيةلهذا اليوم | 
| Doğrudan karımın çalıştığı restorana gitmeli ve ona-- | Open Subtitles | عليّ أن أذهب للمطعم الذي تعمل به زوجتي, وأخبرها | 
| Sen restorana git, ben evine gideyim. | Open Subtitles | حسناً، اذهبي أنتِ للمطعم و سأذهب أنا لمنزله | 
| restorana gidip, sevimli bir yemek yemememiz için bir sebep yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبب يمنعنا من الذهاب للمطعم وتناول عشاء بهيج | 
| Bu üç arkadasin birlikte restorana yemege gitmesi .ve sonra ikisinin üçüncü kisiye söylemeden sinemaya gitmeye karar vermesi gibi. | Open Subtitles | الأمر كما لو كنّا ثلاثة أصدقاء يذهبون للمطعم لأجل العشاء ثم يقررُ اثنان منّا أن يذهبا للسينما بدون إبلاغ الشخص الثالث | 
| - Benim ilginç bulduğum şeyse aslında muhteşem bir şey senin o birlikte yemek yediğimiz restorana gidip önemsiz bir olay için o garsonu hayatında hiç karşılaşmadığı bir şekilde taciz etmen. | Open Subtitles | ما أجده أنا مثير للاهتمام، مذهل حتى، أنك تعود للمطعم حيث تناولنا الطعام، بغرض واحد يتجلى في التحرش لنادل | 
| lokantaya gittik, hemen içeri aldılar, beklemedik bile. | Open Subtitles | ذهبنا للمطعم ، وسمحوا لنا بالدخول لم يجب علينا الإنتظار | 
| Asla inanmayacaksınız ama o gün lokantaya gelen ve gitmeyen adam vardı ya? | Open Subtitles | لن تصدقان لكن .. تعرفانه، ذلك الرجل الذي أتى للمطعم و رفض المغادرة .. | 
| Kumar borcu değil, restoran için istiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس للعب الورق، لا شيئ من ذاك إنها للمطعم | 
| Tamam, önce restoran işini hallederiz ve sonra--sonra- sonra istediğimizi-- | Open Subtitles | حسنا،إذا نذهب للمطعم ومن ثمّ ,من ثمّ ,نستطيع أن, | 
| restoranın kira kontratını yenilemenin zamanı geldi. 8.000 istiyorlar. | Open Subtitles | لقد أُرسل الأيجار للمطعم بقيمة 8000 دولار. | 
| restoranın içine girecek mi yoksa pencereden mi bağıracak? | Open Subtitles | هل سيدخل للمطعم ام أنه سيكتفي بالصّياح على النافذة؟ | 
| Unutma saat 12:00'ye kadar restoranda olmalıyım? | Open Subtitles | تذكر علي أن أعود للمطعم عند الساعة الثانية عشرة | 
| Yarın saat dokuz gibi restoranta gelecek misin? | Open Subtitles | حسنٌ، يا رفاق، إذاً.. أستأتون للمطعم غداً الساعة التاسعة ليلاً؟ | 
| Dün gece konuştuktan sonra Ninja Raporu'mu da bitirmek için kafeye gittim. | Open Subtitles | بعدما انهينا حديثنا بالأمس ذهبت للمطعم لأنهي التقرير | 
| Sakin bir yemek var. - yemek demişken, restoranı ne yapacağını düşündün mü? | Open Subtitles | هل توصلت الى ما ستقوم بفعله بالنسبة للمطعم ؟ | 
| Lokantanın diğer tarafında oturuyor. | Open Subtitles | هل يمكنك رؤية غافين. ؟ جالسا على الطرف الآخر للمطعم | 
| Geçen gece yemeğe gittik, yemeğin sonunda hesap geldi. | Open Subtitles | ذهبت للمطعم أول أمس و جاءت الفاتورة آخر الوجبة كالعادة | 
| New Jersey deki bir Honduras lokantasına gitmeni istiyorum... | Open Subtitles | أريدك أن تقومي بزيارة للمطعم الهندوراسي " في " نيوجيرسي " بإسم " نيوفينا فيدا | 
| Beş dakika içinde müdürle birlikte kafeteryaya gel. | Open Subtitles | فقط سأذهب للمطعم وأنتِ أخبري المدير بعد خمس دقائق | 
| Aynı Japon restoranının... önünde ki plastik suşi gibidir onlar. | Open Subtitles | إنّهم تشبه السوشي البلاستيكي المقابل للمطعم الياباني | 
| Brooks'da burger yemek istersen, beni ara, tamam mı? | Open Subtitles | إذا أردت سندوتشات البورغر يمكنك المجىء للمطعم, حسناً ؟ | 
| Sonra da cesetleri Restauranta taşındı ve mağazalardaki mankenler gibi yerleştirildiler. | Open Subtitles | ثم تم إحضار جثثهم للمطعم و تم وضعهم كمجسمات معروضة في محل |