| Hayatımız boyu bize battaniye kalelerin sadece özel durumlar için olduğu söylendi, mesela pijama partisinde ya da amcan öldüğünde. | Open Subtitles | امضينا حياتنا كلها نعتقد ان حصن البطانيات للمناسبات الخاصة مثل المبيت عند شخص آخر ، او عندما يموت عمك |
| Böyle özel durumlar için masamda on sekiz yıllık tek malt viski bulundururum. | Open Subtitles | أنا دائماً أبقي زجاجة نبيذ قديمة ...في مكتبي للمناسبات الخاصّة كهذه |
| - Özel durumlar için saklıyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة أحتفظ بها للمناسبات الخاصّة |
| İncinerator* sadece özel durumlar için. | Open Subtitles | كلا، المحرقة للمناسبات الخاصة فقط. |
| Farklı durumlar için farklı görünüşler. | Open Subtitles | هيئة مختلفة للمناسبات المختلفة |
| Düz siyahlar, gelişi güzel giyinmek için, siyah cilalı var, uzanıp kestirebilmek için siyah terliksiler var, arkadan görünmesi için ve bir de siyah topuklular var özel durumlar için. | Open Subtitles | لدي الشقق السوداء للملابس الكاجوال، البغال سوداء للتسكع... ... السدادات السوداء لذلك الرجعية نظرة... ... أوه، وأعقاب بلدي سوداء للمناسبات أنيق. |
| Powell'a göre de çalınan mücevher parçaları, özel durumlar için takılanlardan. | Open Subtitles | وقال (باول) أنّ قطع المُجوهرات المسروقة هي من النوع التي يتمّ حفظها للمناسبات الخاصّة. |
| Şuna baksana. Çok incesin Jay. Jay özel durumlar için tişört yapmaya bayılır. | Open Subtitles | انظري.. (جاي) يحبّ أن يصنع قمصاناً للمناسبات الخاصّة. |
| Buraya sadece özel durumlar için geliyoruz. | Open Subtitles | -نحن نأتي هنا فقط للمناسبات الخاصة |
| Bunu özel durumlar için saklıyordum ve bu, Jenna-rasyonum, özel bir durum. | Open Subtitles | أحتفظ بهذه للمناسبات الخاصة .وهذه يا (جينا) مناسبة خاصة |
| Özel durumlar için. | Open Subtitles | للمناسبات الخاصة |