| Günün saatleri geçtikçe gölgelerin nasıl hareket ettiğini öğrendiğimden alınıp Eve götürülmeden önce ne kadar süre kaldığını anlıyordum. | TED | كما تعلمت كيف يتحرك الظل مع مرور ساعات النهار، فهمت كم من الوقت سيكون قبل أن يتم أخذي للمنزل. |
| Bir keresinde hamamdan çıplak kaçtığımda üstümü bir kutuyla kapatıp Eve gitmiştim. | Open Subtitles | ..بالسابق، عندما هربت من الحمام المعدني ذهبت للمنزل وأنا استر جسمي بصندوق |
| Arabayı yavaş kullanın, onu Eve bırakırken de dikkatli davranın. | Open Subtitles | قم بإيصاله للمنزل ببطء وانزله من العربه بهدوء يا رفيقي |
| Şimdi Eve git ve bu konuyu gerçekten çok dikkatlice düşün, duydun mu? | Open Subtitles | والآن أذهبى للمنزل وفكرى فيما قلت لكِ , مفهوم ؟ أنت مجنون تماماً |
| Ben bugün işe gideceğim. Doğrudan Eve ve işe gideceğim. | Open Subtitles | حسنا، أنا ذاهب للعمل اليوم سأذهب للمنزل حالا وبعدها للعمل |
| Tahmin edin bakalım, Eve gidince beni nasıl bir sürpriz bekliyor? | Open Subtitles | تذكروا، أنا حر ماذا كان ينتظرنى عندما عدت للمنزل فى رأيكم؟ |
| Bill ve Diane beni Eve götürecekler. Bakıcıyla da ilgilenmeliyim. | Open Subtitles | نعم ، بيل و دايان سيقلاني للمنزل أنا جد متعبة |
| Bu çok zor. Birinden hoşlanırsam onu Eve davet edebilmek istiyorum. | Open Subtitles | أمر صعب جداً ، إن اُعجبت بشخص سأود أن أدعوه للمنزل |
| Ancak o zaman Eve gidebilirim, o da bana bağırır. | Open Subtitles | ،عندها يمكنني العودة للمنزل حتى يمكنها أن تصرخ في وجهي |
| Bunu duyduğuma sevindim. Bayan Threadgoode Eve gitmek için sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | انا سعيدة لسماع هذا, مدام ثريدغود كانت تتشوق للعودة للمنزل |
| Bunu yapınca, Eve geldiğimize o yanıp sönen kırmızı ışığı görebiliyoruz. | Open Subtitles | وكلنا نفعل ذلك لكي نرى ذلك الضوء الأحمر عند عودتنا للمنزل |
| Eve gidemem o adamın neden beni öldürmeye çalıştığını öğrenene kadar. | Open Subtitles | لا أستطيع العوده للمنزل حتى أعرف لماذا حاول ذلك الرجل قتلى |
| Haydi Freddy, Eve gitmek istiyorum. Şu ufaklığa söyle toz olsun. | Open Subtitles | هيا يا فريدي أريد الذهاب للمنزل أخبر هذه الجميلة ان تبتعد |
| İşten çıkıp doğru Eve giden erkek olmadığını fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل لاحظت أن لا رجل يعود مباشرةً للمنزل من عمله ؟ |
| Hiç değilse bir kez olsun yemeklerimden yemek için Eve gelmeliydin. | Open Subtitles | كان لابد أن تعود للمنزل حتى تأكل من يدي مرة أخرى |
| Arkadaşlarımla çıktığım bir gece Eve geç gelirsem üstüme atlardı, onu iterdim. | Open Subtitles | عندما أعود للمنزل متأخراً بسبب أصدقائي أضطر لمصارعتها لإبعادها عني أقر بذلك |
| Eve gittim, ailemi ağlarken gördüm ve doğru olduğunu anladım. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمنزل فرأيت عائلتي تبكي، وحينها أدركت أنكِ مُحقّة |
| Ve onu Eve dönme olasılığına karşı hep belirsizlik içine soktum. | Open Subtitles | وأنا ابقيته فى حاله من عدم اليقين فى حتى الذهاب للمنزل. |
| Ve onu Eve dönme olasılığına karşı hep belirsizlik içine soktum. | Open Subtitles | وأنا ابقيته فى حاله من عدم اليقين فى حتى الذهاب للمنزل. |
| O yüzden yukarı çıkıp kimse Eve gelmeden camı değiştirdim. | Open Subtitles | لذلك صعدت لاستبدال النافذة قبل أن يعود أي شخص للمنزل |