| Lanetlenmemek için umutsuzca teselli arayan, deli gibi tespih çeken papazlar tarafından beyni yıkanmış lanet bir İrlandalı orospuydu! | Open Subtitles | ، كانت عاهرة أيرلندية ، تدّعى الكهنوت ، تتقلد مسبحة . وفى حاجة ماسة للمواساة من الشيطان |
| Sanırım kendimi biraz teselli ikramiyesi gibi hissettim. | Open Subtitles | أنا فقط أشعر كأنها جائزة للمواساة كما أظن |
| Başkeşiş önce Pai Mei'i teselli etmeye çalıştı, ama bunun mümkün olmadığını gördü. | Open Subtitles | وقد حاول رئيس المعبد فى البداية مواساة باي ماي وتعزيته ليجد أن باي ماي مصرا وغير قابل للمواساة |
| Sanırım hiçbir yerde teselli bulamayacağım. | Open Subtitles | لا يبدو أنه يمكنني إيجاد مكان للمواساة |
| Buraya teselli arayan bir eş olarak gelmedim. | Open Subtitles | لم آتي كزوجة تسعى للمواساة |
| - teselli sandviçin falan yok. | Open Subtitles | ليس عندي شطيرة للمواساة |
| teselli istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحتاج للمواساة |
| teselli pizzası bu Kendall. | Open Subtitles | فأنها بيتزا للمواساة يا(كيندل) ـ |
| -Sadece teselli amaçlı söyledim. | Open Subtitles | -فقط للمواساة . |
| teselli pastası. | Open Subtitles | كعكة للمواساة |