| limana varmadan önce, seyir defterine yolculuğumuzu yazmalısınız. | Open Subtitles | قبل أن نصل للميناء يجب أن تكتب سجل رحلتك البحرية |
| Köle gemilerinin, limana yarı kargolarının ölü geldiğini ve hala kâr yaptığını bilirim. | Open Subtitles | وفيات أقل من الثلث ، المعلوم أن سفن الرق تصل للميناء بأقل من نصف العدد أحياء و تجني الأرباح |
| Bir gemiyi denize gönderdik ve o gemiyi limana geri getirememek canımı acıtıyor. | Open Subtitles | وضعنا هذه السفينة في البحر، وقلبي يتحطم لعجزنا عن مساعدتها للعودة للميناء |
| Kayalık sığlıklar bile olsa, Ruluka Adası limanına demir atmak niyetindeyseniz, liman vergisini ödemelisiniz! | Open Subtitles | إذا كنتم تنوون أن ترسوا على ميناء جزيرة ريوليكا في مياه ضحلة صخرية يجب عليكم أن تدفعوا ضريبة للميناء |
| Tamam, beş dakika içinde dönmezse, rıhtıma gideceğim. | Open Subtitles | إن لم يأتي خلال 5 دقائق سأذهب للميناء بنفسي |
| Bana demir attığım son limanda tanıştığım kadını anımsattın. | Open Subtitles | انها تذكرنى بامرأةقابلتها فى اخر نداء للميناء |
| Limanın savunma hattını devam ettirmeye ve Donanmayı buradan temelli olarak püskürtmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعد لتقديم دفاع للميناء وصد البحرية من هنا بكل تأكيد |
| limana varmadan gidip biraz kestireyim. | Open Subtitles | سأقوم بالإسترخاء قليلاً قبل أن نعود للميناء |
| limana gidip, güvenliği aşın ve parayı teslim edin. | Open Subtitles | فاذهبوا للميناء وقوموا بعملكم قرود القرود |
| Dün limana geldiğimde hiç balina avcısı görmedim. | Open Subtitles | ،اسمع، عندما وصلت للميناء البارحة لم أرى أيّ مركب صيد حيتان |
| Bill, Bay Thompson'ın limana sağ salim gittiğinden emin ol. | Open Subtitles | احرص على وصول السيد "طومسن " للميناء بسلام يا "بيل". |
| Ancak bu fırtınayı burada, g...güvenli bir derinlikte gezinerek atlatacak ve limana sağ salim döneceğiz. | Open Subtitles | لكننا سنتخلص من هذه العاصفة بإختبائنا هنا على عمقٍ آمن و سنعود للميناء بسلام |
| Dieppe'deki leş gibi bir yerdi. Sonra limana taşındım. | Open Subtitles | في دييبي كان سيئاً و بعده انتقلت للميناء |
| O gece limana seni seviyorum demeye gelen tek kişi ben değildim. | Open Subtitles | لم أكن الشخص الوحيد الذي ذهب للميناء في تلك الليلة ليخبرك عن حبه لك |
| O gece limana seni sevdiğini söylemeye gelen tek kişi ben değildim. | Open Subtitles | أنا لم أكن الشخص الوحيد الذى ذهب للميناء تلك الليله |
| limana ulaştığınızda şu iletişimleri kontrol ettirin. | Open Subtitles | سيتم التحقق من تلك الأوامر عندما تأتون للميناء |
| Onun gemisinden önce Varna'da limana ulaşabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا بالقطار أن نصل للميناء في "فارنا" قبل أن تصل سفينته بأيام، سوف يستغرق أسبوعاً |
| 50. otoyolu kesin. liman gözleyenleri üç misli artırın. | Open Subtitles | حاجز طرق فى المسار 50 مراقبة ثلاثية للميناء |
| Nakliye zaman çizelgeleri, liman güvenlik kodları, korsanlar için bırakılan nakit para. | Open Subtitles | . الجداول الزمنية للشحن . الشفرات الأمنية للميناء . دفعات مالية شفقة للخاطفين |
| Olanlar olduğunda rıhtıma gidip buradan gideceğiz. | Open Subtitles | حينما يحدث ذلك، كلانا سيذهب للميناء ونخرج من هذا المكان. |
| Bu gece o rıhtıma gidelim ve Anüserika Basur Düğümleri'ne ait her şeyi denize atalım! | Open Subtitles | أرى أن ننزل للميناء اللّيلة ونُلقِي بتلك النفايات.. حيث ينتمي كلّ شيء جاءنا من " "الوطئات المُتقرّحة الأفاكية! |
| limanda bir adres buldum. Büyük ekranda. | Open Subtitles | وجدت عنوان للميناء على الشاشة الكبيرة |
| Peki. Limanın kuzey ucunda buluşalım. | Open Subtitles | -حسناً، قابلني في الطرف الشمالي للميناء |
| Biz iskeleye gideceğiz ama siz kesin gidin. | Open Subtitles | نحن ذاهبون للميناء, ولكن يمكنكم أيها الرفاق الذهاب |