| Ve üremenin bu kadar önemli olmasının nedeni - bitkilerin üreyebilmeleri için yapabilecekleri birçok başka şey var. | TED | والسبب في كون التكاثر الجنسي مهم .. على فكرة .. هناك عدة طرق يمكن للنباتات التكاثر عن طريقها |
| Planımız, özetle, cadde üzerindeki güneş ışığını toplayan basit bir sistemle doğal güneş ışığını yeraltına çekmek, onu şehir kaldırımlarının aşağısına yönlendirmek ve yeraltına yönlendirilen ışıkla bitkilerin ve ağaçların büyümesini sağlamaktı. | TED | خطتنا،باختصار، أن نجذب ضوء الشمس الطبيعي إلى ماتحت الأرض باستعمال نظام بسيط يجمع ضوء الشمس في أعلى الشارع، وتوجيهه تحت أرصفة المدينة، مما سيسمح للنباتات والأشجار بالنمو بالضوء الذي سيوجّه تحت الأرض. |
| Ve bu seyahati boyunca, olağanüstü şeyler gördü. bitkilerin, hayvanların ve insanların muazzam çeşitliliği. | TED | وخلال فترة تلك الرحلة. رأى أشياء لافتة للنظر. تنوّع فريد للنباتات والحيوانات، والبشر. |
| Asıl nokta, tabiki ışık bitkiler için başarı anlamına geliyor. | Open Subtitles | الشيء هو، وبطبيعة الحال، بالنسبة للنباتات ، الضوء يعني النجاح. |
| Tozlaşmaya gelecek olursak, bu bitkiler için çok önemli bir meseledir, çünkü kendileri bir çiçekten diğerine hareket edemezken, polenleri bir çiçekten diğerine taşırlar. | TED | ان التلقيح امرٌ هام جداً للنباتات لانه يتوجب عليها ان تنقل حبة اللقاح من زهرة الى اخرى ولكنها لا يمكنها التحرك للقيام بذلك النقل |
| Yüzeyde, köstebek farelerinin yiyebileceği türde bir bitki bulmak için çok dikkâtli bakınmanız gerekir. | Open Subtitles | وعلى سطح الأرض يصبح من الصعب العثور على أية إشارة للنباتات فقد تزوّد بها جـرذ الخـلد العـارى كوجبة طعام له تحت الأرض |
| Bu ilişkiler yalnızca başka böceklere değil, bitkilere kadar uzanır. | Open Subtitles | د.سـامح نـور لا تمتدّ هذه الشّراكات لحشرات أخرى وحسب، بل للنباتات. |
| David Attenborough gerçek bir bitkisever. bitkilerin davranışları hakkındaki en güzel filmlerin bazılarını o yaptı. | TED | إن ديفيد أتنبورغ هو محب للنباتات .. ولديه أفلام وثائقية رائعة .. عن تصرفات النباتات |
| Tamam, bitkilerin bazı hareketleri gayet iyi bilinir. | TED | حسناً .. ان بعض الحركات للنباتات معروفة جداً |
| bitkilerin Latince isimleri etiketlere yazılıp üstlerine takılmıştı ama yazılar solup siliniyor. | Open Subtitles | إن الأسماء اللاتينية للنباتات مطبوعة على بطاقات مرفقة بها و لكن الطباعة تتلاشى |
| Çemberin içindeki ve dışındaki bitkilerin molekül yapısını inceliyorum. | Open Subtitles | أقوم بإجراء التحاليل على البنية الجزيئية للنباتات من داخل و خارج الدائرة |
| bitkilerin neredeyse yarım milyar yıl geçmişe uzanan bir soy ağacı vardır. | Open Subtitles | للنباتات شجرة عائلة تمتد لما يقارب النصف مليار عام |
| Daha önce, korunaklı vadilerin bitkiler için tepelerden daha iyi olduğunu düşünüyorduk. | Open Subtitles | فى السابق كنا نعتبر .. الوديان المنعزلة أكثر ملائمة للنباتات من التلال .. |
| Biz bitkiler için artık bize anamızın ak sütü gibi helâl dünyayı geri almanın zamanı geldi. | Open Subtitles | وقد حان الوقت للنباتات لتستعيد العالم الذي يخصها |
| Beni bitkiler için iyi olduğuna ikna etmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | حاول ان يقنعني انه مفيد للنباتات. قال انه مفيد للشجيرات ياولد |
| Harry, bahçıvana git, bitkiler hazır mı sor. Cevabını bana bildir. | Open Subtitles | إذهب لسؤال البستاني إذا كان مستعداً للنباتات,رد علي |
| Güneşi seven uzun türler, gölgede yetişen bitkiler için siper işlevi görüyorlar. | Open Subtitles | يعطي النوع الطويل المحبّ للشمس ملجأ للنباتات التي تزدهر في الظلّ. |
| Kurbanın göğsünden çıkardığım bıçak bitki ve çiçeklerin budanmasında kullanılmış. | Open Subtitles | يا يستخدم السكين أنا سحبت من الصدر لدينا مركز فيينا الدولي للنباتات والزهور تشذيب |
| Buradaki ölü bitki örtüsü için bir de fıskiyeler var. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنهم حصلوا على سادة هنا للنباتات الميتة. |
| Sidikteki nitrojen bitkilere iyi gelir. | Open Subtitles | البول يحتوي على النتروجين يا رجال، هذه جيدة للنباتات |
| Bu güneşi yeme yeteneği, ışıktan yaşam yapma, bitkilere, gezegenimize hükmetme izni verir. | Open Subtitles | انها هذه القدرة على ألتهام الشمس، لتصنيع الحياة من الضوء، هذا ما سمح للنباتات للسيطرة كوكبنا. |