| Ezelden beri böyle bir şeye hazırlıklıydık zaten. | Open Subtitles | إنّي أؤهل لمثل هذه الأمور منذ زمن طويل. |
| Ezelden beri böyle bir şeye hazırlıklıydık zaten. | Open Subtitles | إنّي أؤهل لمثل هذه الأمور منذ زمن طويل. |
| böyle şeyler için Tanrı vergisine mi sahipsiniz Bayan Marple? | Open Subtitles | هل تملك موهبة لمثل هذه الأمور يا انسة ماربل ؟ |
| Ralph, bence çok tatlı birisin ama ben böyle şeyler için henüz hazır değilim. | Open Subtitles | (رالف) أعتقد أنك لطيف ، لكن لست مستعدة لمثل هذه الأمور |
| Babamın böyle şeyler için genellikle gönderdiği adam uygun değil o yüzden Meksika'dan Simon'u gönderdi. | Open Subtitles | الرجل الذي يرسله والدي في العادة لمثل هذه الأمور لم يكن متاحاً... لذا أرسل (سيمون) من (المكسيك). |