| Bir ipucu verecek olursak, az önce bahsettiğimiz OECD grafiğine geri dönelim. | TED | فقط لاعطائكم لمحة عن ذك، دعونا نفحص الرّسم البيانيّ لمنظمة التّعاون والتّنمية الاقتصادية الذي كنّا نتحدّث عنه. |
| Sana başka bir ipucu vereyim. Bu birşey hatırlatıyor mu? | Open Subtitles | دعْني أَعطيك لمحة أخرى لعل ذلك يَدْقُّ الجرس؟ |
| Fakat sadece bugün şehirde olduğunuz için size bir göz attırıyorum. | Open Subtitles | لكن حيث أنكم ستمكثون اليوم فقط في المدينة، فإنني سأعطيكم لمحة |
| Senin sevgin büyüleyici bir nefes gibi. | Open Subtitles | "حبك مثل لمحة آسرة." |
| Eğer bu özellikleri farklı bir yerde görseydin kafanda ilk oluşacak profil ne olurdu? | Open Subtitles | إذا رَأيتَ كُلّ هذه الميزاتِ بالكامل خارج السياقِ، ماذا يَكُونُ الأول إكتبْ لمحة عن التَفَرقُع إلى رأسكِ؟ |
| Aslında,bunu düşününce... adamın profili mükemmel. | Open Subtitles | في واقع الامر، عندما تفكّر في الموضوع الرجل لديه لمحة الحياة المثالية لقد كان مخفي قبل يختفي |
| Vali'nin basın sekreteri fotoğraf çekiminin hapishane sistemine olumlu bir bakış getireceğini düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقِد سكرتيرة الحاكِم الصحافية أنَ جلسَة تصوير ستُعطي لمحة إيجابية عن نظام السجون |
| - Bir etnik grubu hedef almak ya da profilini çıkarmak büronun politikasına uymaz. | Open Subtitles | لإستهداف أَو كتابة لمحة عن أي مجموعة عرقية |
| dosyası ve fotoğrafı ekranınıza geliyor şimdi. | Open Subtitles | قبل 14 عاماً. ستظهر لمحة موجزة عنه وصورته على شاشتك الآن. |
| Sezdiğin bir şeyler ya da ufacık bir ipucu bile bize yardımcı olabilir. | Open Subtitles | ربما لديكِ لمحة صغيرة، وهذا قد يُساعدنا. |
| Belki oraya gittiğinde bana bir ipucu yollayabilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تعطيني لمحة عن الأمر عندما تذهب هناك |
| En azından eğer ilgini çekecekse sana bir ipucu verebilirim. | Open Subtitles | يكفي هذا ، بكل الأحوال يمكنني أن أعطيك لمحة ، إذا كنت مهتم |
| Pyr'e göz açıp kapayıncaya kadar gidebilirim ve onlar daha ne olduğunu bile anlamadan başkentlerini yerle bir edebilirim. | Open Subtitles | ولدينا المقدرة في السفر عبر القفز الوميضي في لمحة بصر نهجم على عاصمتهم وتدمير أسطورهم قبل أن ينطلق حتى |
| Bugün gazetelere bir göz atmanız ile bu ilkelerin hala tamamıyla çalıştığını görebilirsiniz. | TED | وستكشف لكم لمحة سريعة في صحف اليوم بأنه لا تزال هذه المبادىء تعملُ بالكامل حتى يومنا هذا. |
| Senin sevgin büyüleyici bir nefes gibi. | Open Subtitles | "حبك مثل لمحة آسرة." |
| Senin sevgin büyüleyici bir nefes gibi. | Open Subtitles | "حبك مثل لمحة آسرة." |
| Veri tabanını çalıştırıyorum. Bu verilerle bir profil oluşturacağım. | Open Subtitles | وسوف تشغيل قواعد البيانات، ووضع معا لمحة عنها. |
| Bende bebeğin babasını bulmak için laboratuvarda D.N.A. profili çıkartacağım. | Open Subtitles | و سأطلب من المختبر عمل لمحة لحمض نووي من جهة والد الطفل |
| Hubble Uzay Teleskobu arızalı olmasına rağmen en önemli performansını sergiledi ve gökbilimcilerin bundan önce ancak rüyalarında görebilecekleri uzay ve zamana kısa bir bakış attı. | Open Subtitles | هابل الذي كان معطلاً من قبل قدم أقصى ما يمكن أن يعطيه الى الأن لمحة عن الفضاء والزمان كان قد حلم بها علماء الفلك من قبل |
| Demek istediğim, katilin profilini çıkarmak için henüz erken ama... | Open Subtitles | اعني , ان الوقت مبكر من اجل لمحة دقيقة , لكن |
| CIA dosyası: | Open Subtitles | لمحة حياة وكالة المخابرات المركزية: |
| Evde bir video güvenlik sistemimiz var. Birisinin anlık görüntüsü var ama kimse birşey çıkaramadı. | Open Subtitles | لدينا نظام تسجيل أمني في المنزل التقط لمحة من شخص ما، ولكن |
| Hiçbir şey görmedin, sadece bir an baktın. Bundan çok daha fazlası var. | Open Subtitles | انت لم ترى سوى لمحة فقط هناك الكثير والكثير |
| Hayır, Jamie haklı. İlk bakışta bana aynıymış gibi göründü. | Open Subtitles | كلا " جايمي " على حق بدت متشابهة في لمحة |
| Eğer bu bir ön balayı ise gerçeğinde neler olabileceğini tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | إذا كانت هذه مجرد لمحة فيمكنني فقط تصور كيف سيكون شهر العسل الحقيقي |
| Genelde bilgiye değil psikolojik profile bakılır. | Open Subtitles | نحن لا نعرض للمعرفة. هو يصعّب لمحة حياة. |
| ve size bu bilgilerin nasıl görselleştirildiğini canlandıran kısa bir görüntü göstereceğim. İşte bu "İyi Hissediyoruz." | TED | وسأريكم لمحة لكيف يتم جعل هذه المعلومات مرئية. إذاً هذا هو "نشعر بتحسن". |