| Eğer filmin gösterildiği bir salon bulursam benimle beraber izlemek ister misin? | Open Subtitles | ان وجدت دار عرض تعرضه هل تودين ان نذهب لمشاهدته سويا ؟ |
| İnsanı mutlu ediyormuş, ...o yüzden izlemek için iyi bir film diye düşünüyorum. | Open Subtitles | سمعت إنهم يشعرك بالسعادة لذلك رأيت إنه فلم مناسب لمشاهدته |
| Ama seyirciler sihirbazın ölüşünü izlemeye gelmezler, yaşadığını görmeye gelirler. | TED | لكن الحضور لا يأتون لمشاهدة الساحر يموت، انهم يأتون لمشاهدته يعيش. |
| Halk akın akın izlemeye gelmişti, kimileri ağaçlara bile tırmandı. | Open Subtitles | جمع غفير أتى لمشاهدته وتسلقوا الأشجار حتى |
| Bu gece gidip bir izleyelim. | Open Subtitles | حسناً , دعونا نذهب لمشاهدته الليلة |
| Bugünlerde televizyonda izlenecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير لمشاهدته في التلفاز هذه الأيام |
| Biri geliyor. Burada görülecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لمشاهدته هنا سيدى عد إلى الداخل |
| Bu her şeyi değiştirir. Filmini izlemek için para veririm artık. | Open Subtitles | هذا يغير الكثير ، فالآن سأرضى بالدفع لمشاهدته في فيلم |
| Biri benim diğeri sevgilim için olmak üzere, onu izlemek için 2 biletim var. | Open Subtitles | ومعي تذكرتان لي ولابنتي لمشاهدته سيكون عرض رائع |
| Hikayelerimi kağıt öğütücüsüne gönderdiğini izlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لمشاهدته يملأ جهازه لتقطيع الأوراق بمقالاتي |
| - Gülmekten yerlere yatarsın. - İzlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | انه مضحك للغاية حسنا , انا متحمس للغاية لمشاهدته |
| Birkaç kez onu yüzme müsabakalarında izlemeye gittim. Çok seksiydi. Gerçekten. | Open Subtitles | ذهبت لمشاهدته يسبح بضع مرات في مباريات سباحه ، وكان مثيرا للغاية أعني مثيرا حقا |
| Monica, insanlar kavga izlemeye geldi. Bırak da izlesinler. | Open Subtitles | مونيكا,جاء الناس لمشاهدة عراك فلنمنحهم ما جاؤوا لمشاهدته |
| Neredeyse her gece beni izlemeye geldiğini söyledi. | Open Subtitles | ظننتك معجبة بغولي تأتين لمشاهدته كل ليلة |
| Hareketlenin millet. Bunu izlemeye geldiniz. | Open Subtitles | أخرجوا أيها النس , هذا ما قدمتم لمشاهدته بالضبط هنا |
| O pislik bunu izleyelim diye bizi buraya yolladı! | Open Subtitles | ذلك السافل وضعنا هنا لمشاهدته |
| Gidip izleyelim! | Open Subtitles | لنذهب لمشاهدته! |
| Ve işte görmeye geldikleri adam. | Open Subtitles | وها هو الرجل الذي أتو لمشاهدته |
| İçeriyi görmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت جاهز لمشاهدته من الداخل ؟ |
| Eğer izlenecek dövüş yoksa, izlenecek bir dövüş olacakmış, öyle dedi. | Open Subtitles | لقد قال أنه إذا لم تكن هناك مٌصارعة ليشاهدها سيكون هناك شجار لمشاهدته |
| Evet, izlenecek çok şey var. | Open Subtitles | نعم، هناك الكثير لمشاهدته |
| görülecek bir şey yok. Endişelenme, John. Sapasağlam geri dönecektir. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لمشاهدته توقف عن أثارة الضجة ، إنه سوف يكون بخير. |