| Şey, gitme zamanı. Bunu tartışacak zamanımız yok şu anda. Hadi. | Open Subtitles | حسناً,لقد حان وقت دخول الحفلة.ليس لدينا وقت لمناقشة هذا الآن.هيا. |
| Bunu tartışacak zamanım yok. Otobüsü kaçıracağım. | Open Subtitles | لا يوجد لدي الوقت لمناقشة هذا ، تأخرت على الحافله |
| Buraya bunu tartışmaya gelmedik! | Open Subtitles | لم نأت إلى هنا لمناقشة هذا الأمر معك. |
| Ailenle konuşmak için zamana ihtiyacın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أدركُ أنكِ بحاجةٍ لبعض الوقت. لمناقشة هذا الأمر مع عائلتكِ. |
| Ama Bunu tartışmak için doğru mekanda değiliz. | Open Subtitles | لكن هذا ليس المكان المناسب لمناقشة هذا. |
| Sizinle bu konuda konuştuğumuz için rahatsızlık duyuyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحه لمناقشة هذا الأمر معك |
| Ve bu konuyu tartışmak için filmi yapan kişi bizimle birlikte. | Open Subtitles | ويلتحق بنا لمناقشة هذا فقط هذا الرجل الذي أعطى الضوء الأخضر للفيلم |
| Bunu tartışacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | هناك وتضمينه في أي وقت من الأوقات لمناقشة هذا الأمر. |
| Bunu tartışacak zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت لمناقشة هذا |
| Bunu tartışacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لمناقشة هذا |
| Bunu tartışacak zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لمناقشة هذا. |
| Bunu tartışacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لمناقشة هذا |
| Bunu tartışacak zamanımız yok. Eğer şeye gelmek istersen... | Open Subtitles | حسناً,(فرانك) انا تماماً اكتفيت من هذا ...ليس لدينا متسع من الوقت لمناقشة هذا, فأذا |
| Henüz bunu tartışmaya hazır değiller. | Open Subtitles | و ليسوا مستعدين لمناقشة هذا الآن |
| Henüz bunu tartışmaya hazır değiller. | Open Subtitles | و ليسوا مستعدين لمناقشة هذا الآن |
| - bunu tartışmaya niyetim yok. | Open Subtitles | – -لم يعد لدى فكرة لمناقشة هذا |
| Ya, bunu konuşmak için sabah buluşalım mı? | Open Subtitles | سوف نعقد أجتماع فى الصباح لمناقشة هذا ؟ |
| Meseleyi konuşmak için kocanıza haber göndereceğim. | Open Subtitles | سوف أرسل كلمات لزوجك لمناقشة هذا الأمر. |
| Yine de biz, Bunu tartışmak için burada değiliz. | Open Subtitles | ومع ذلك نحن لسنا هنا لمناقشة هذا |
| Üzgünüm ama Bunu tartışmak için vaktim yok. | Open Subtitles | أنا آسف، ولكن ليس لدي وقت لمناقشة هذا. |
| Sizinle bu konuda konuştuğumuz için rahatsızlık duyuyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحه لمناقشة هذا الأمر معك |
| Sırf bu konuyu mahkeme dışında konuştuğunuz için bile ihraç edilebilirsiniz peşini bırak. | Open Subtitles | قد تنتهي مهنتك لمناقشة هذا معي خارج المحكمة بمناقشته لوحدنا |