"لمْ يكُن" - Translation from Arabic to Turkish

• değildi
• değildim
• yoktu

Hayır. Neyse ki dün gece evde değildi.
كلّا، لحسن الحظّ لمْ يكُن في البيت ليلة أمس.

O yüzden öldüğü gece yaptıkları alışılmadık şeyler değildi.
لذا فإنّ ما كان يفعله ليلة وفاته لمْ يكُن بشئٍ جديد.

Detayları bilmediğimi zaten söylemiştim ama arkadaşı ona oral seks yaparken bir hayranın memelerinden kokain yalarken öldüyse o halde kocam için alışılmadık bir şey değildi.
حقيقةً، إنّي اعتدتُ على إهمال التّفاصيل، لكنْ لو أنّه تُوُفّي بين أحضان إحدى مُعجباته بينما يداعبه صديقها بلسانه، فنعم إذن، لمْ يكُن ذلك جديداً على زوجي.

- Ben değildim.
لمْ يكُن أنا منْ وقع.

Ben değildim.
لمْ يكُن أنا.

Zorla girme belirtisi yoktu. Kızında anahtar var.
لمْ يكُن هُناك إقتحام، لأنّ ابنتك تملك مُفتاحاً.

Evine gittim, ama orada değildi.
ذهبت إلى شقّته لكنّه لمْ يكُن هُناك.

Hiç kolay değildi, gerçekten.
لمْ يكُن بالأمر الهيّن، أُقسم بذلك.

Binadan atlaman ve çocuğu kurtarman bir Güç olduğun için değildi, sen olduğun içindi.
ذلك الهراء، هراء القفز من فوق مبنى وإنقاذ صبيّة، لمْ يكُن ذلك لأنّك كنتَ "ذا قُوى"، وإنّما لأنّك كنتّ على طبيعتِك.

Daha önceki ranza bu büyük değildi?
سريرك السابق لمْ يكُن بهذا الحجم؟

Hayır, hayır, anlaşma öyle değildi, Chloe.
{\fnAdobe Arabic}. (لا، لا. لمْ يكُن هذا الاتّفاقَ، (كلوي

Bu adil değildi.
لمْ يكُن ذلك مُنصفاً.

O değildi.
لمْ يكُن هو الفاعل.

Jack melek değildi ama ölmüş olması da doğru değil.
لمْ يكُن (جاك) ملاكاً لكن من غير الصحيح موته

Hoffman'ın öldürülmesi tesadüf değildi.
مقتلُ (هوفمان) لمْ يكُن محضَ صُدفة.

Oysa Blair'in katili hiç öyle değildi.
بينما قاتل (بلاير) لمْ يكُن هكذا أبدًا.

Ben değildim.
لمْ يكُن أنا!

Onun bir katil olduğunu bilmenin bir yolu yoktu.
لمْ يكُن هناك أيّة طريقة لتعرف أنّها كانت قاتلة.