| Seni hiçbir zaman onu terk etmeye zorlamadım, böyle bir şey istemedim bile. | Open Subtitles | لم أرغمك أبدًا على تركها، في الواقع لم أطلب منك حتى تركها لأجلي. |
| Oğlum, yaşamım boyunca şimdiye kadar hiç bir şey istemedim. | Open Subtitles | بني.. طوال حياتي لم أطلب أبداً شيئاً لنفسي، حتى الآن |
| Ben senden böyle bir şey istemedim. Sen istediğini söyledin. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منكِ ذلك، أنتِ قلتِ بأنّكِ تريدين ذلك |
| Avukatım olur musun diye sormadım sana. Sen sadece kendin için uğraşıyorsun. | Open Subtitles | لم أطلب منك أن تكوني محاميتي أنت تقومين بهذا فحسب لتهتمين لنفسك |
| Ama ben-ben bunu sipariş etmedim, bu yüzden istemiyorum bunu. | Open Subtitles | أنا لم أطلب ذلك ، لذا لا أريده. |
| Karısını terketmesini hiç istemedim. Fikir alması için onu destekledim. | Open Subtitles | لم أطلب منه ترك زوجته لقد شجّعته للحصول على التوكيلات |
| Karısını terketmesini hiç istemedim. Fikir alması için onu destekledim. | Open Subtitles | لم أطلب منه ترك زوجته لقد شجّعته للحصول على التوكيلات |
| Bu işi ben istemedim bile! Sanırım bu benim kaderim! | Open Subtitles | أعني, أنا حتى لم أطلب هذا العمل إنه القدر فحسب |
| Kral'dan bu jestleri hiç istemedim ve yaptıklarından da kesinlikle hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لم أطلب هذه البضائع من الملك كما انني لا أرحب بها |
| Ben istemedim ki, senin karşılıksız bir aşkı icat etmeni... | Open Subtitles | أنا لم أطلب منكِ أن تخترعي حب من طرف واحد، |
| Hiç bir zaman seni zorlamadım, Senden bir şey istemedim. | Open Subtitles | لم أجبركَ على أي شيء لم أطلب منكَ أي شيء |
| Dosyaları hiç sormadım, çünkü onlara sahip olduğumu sanıyordum. | Open Subtitles | لم أطلب الملفات أبدا ، فقد كنت أظن أنني أعرف ما فيها |
| Hey, sana asla hayatımın iyi olup olmayacağını sormadım. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منك أن تأتي وتقتحم حياتي لم أطلب منك أن تتزوّج أمّي |
| Tanrılara bu ne demekti diye sormadım. | Open Subtitles | لم أطلب تفسيراً من الآلهة بمّا عناه هذا. |
| Bir dakika, ben böyle şeyler sipariş etmedim ki. | Open Subtitles | تريّثوا، لم أطلب أيًّا من هذا. |
| Pekâlâ, ben bira falan sipariş etmedim. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا لم أطلب برميلاً من الجعة. |
| Hayır, kapat demedim. Sadece daha sessiz ol lütfen. Tutucu. | Open Subtitles | لا, لم أطلب منكِ إغلاقه, ولكن إخفضي صوتكِ من فضلكِ |
| Beni bırakma lütfen. Seni asla affetmem! Affetmeni istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منك المغفرة أنا لن أغفر لنفسي |
| Daha önce kimseden böyle bir şey istememiştim ama başka bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | لم أطلب من أحدٍ شيئاً مثل ذلك قط، لكن ليس هنالكَ خيّارٌ آخر. |
| Dur bir saniye. Ben bu tuğlayı sipariş etmemiştim. | Open Subtitles | انتظر لحظة أنا لم أطلب هذا القالب |
| Bankaya kendi isteğiyle gitti. Ben ona hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى البنك بإرادتها لم أطلب منها أي شيء |
| Tanıdık bir yüz görmek güzel ama seni buraya teselli için çağırmadım. | Open Subtitles | أقصد، من الجيد رؤية وجه مألوفة، لكنني لم أطلب حضورك هنا لكي تمسك يدي. |
| Ona çıkma teklif etmedim. Teklif etmeliyim. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منها الخروج معا يجب أن أطْلب منها الخروج معا |
| Haydi. Buda ne? Ekstra bir şey ısmarlamadım. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً ، هيا ما هذا ، لم أطلب أي برنامج إضافي |