| Toprağımızda mal yetiştiriyorsun, ve yetiştirme iznimize tabi olduğu halde, sen izin almadın. | Open Subtitles | لقد كنت تزرع على أرضنا وأي زرع يكون بعلمنا وأنت لم تأخذ علمنا |
| Hazineyi niye almadın? Tam oradaydı! | Open Subtitles | ولماذا لم تأخذ الكنز حينها ألم يكن هناك؟ |
| Bir adam vermiş. Ama benden hiçbir şey almadı. | Open Subtitles | رجلاً ما وهبها إيّاه، لكنّها لم تأخذ منّي شيء مطلقاً. |
| Taraf tutmanı istemiyorum. Köpekleri sırf kötülük olsun diye almadı. | Open Subtitles | لا أسألك التحيز, لم تأخذ الكلبين بنية سيئة فهي طيبة أسألك رأيك |
| - Yemin etmedin, salak. - Evet, ettim seni oros... | Open Subtitles | ــ أنت لم تأخذ وعد ــ بلى أنا أخذت وعد مع نفسي |
| Umarım Zeli'yi almamıştır. | Open Subtitles | أريد التأكد أنها لم تأخذ زيلي تبا لقد كان شيء واحد |
| Hey, polen almadım, efendim. | Open Subtitles | مهلا، أنا لم تأخذ أي حبوب اللقاح، يا سيدي. |
| Satan bayan benden para almamıştı. | Open Subtitles | و السيدة ,لم تأخذ حتي ثمنها مني |
| Evlat, gözümün içine bakıp yardım parasını almadığını söyle tek ihtiyacım olan bu. | Open Subtitles | بنيّ ، إن نظرت مباشرة بعيني وقلت أنك لم تأخذ مال التبرعات فذلك كل ما أريده |
| Saati almasaydın, o orada olmayacaktı bile. | Open Subtitles | لقد كان بمثايه اب بالنسيه لك هذا هو القانون ولو لم تأخذ انت الساعه لما كان هناك الان |
| Ayrıca "ofisimden defol"u da cevap olarak kabul etmedim. | Open Subtitles | أنا أيضا لم تأخذ "الحصول على الجحيم من مكتبي" عن إجابة، لذلك دعوا الأمن |
| 23 yıl boyunca hiç rüşvet almadın. Gücünü asla kötüye kullanmadın. | Open Subtitles | في 23 سنة لم تأخذ رشوة أبداً ولم تنتهك سلطتك |
| Madem insanisin neden kamerayı almadın? | Open Subtitles | لماذا لم تأخذ الكاميرا اذا كنت تريد أن تصبح عطوف؟ |
| Neden şamdanları da almadın? | Open Subtitles | لكن لماذا لم تأخذ الشمعدان؟ كانت هذه حماقة |
| O parayı niye almadın? | Open Subtitles | أنت لماذا لم تأخذ الجائزة المالية ؟ لماذا انت غبي؟ |
| 'Gururlu biriydi, parayı almadı ve gitti.' Annem bunu alkışlar mı sanıyorsun? | Open Subtitles | لم تأخذ المال واحتفظت بكرامتها وخرجت، ظننت أن والدتي ستعجب بهذا؟ |
| Parayı hiç almadı, değil mi Nolan? | Open Subtitles | هي لم تأخذ ذلك المال أبداً أليس كذلك نولان؟ |
| O böyle bir insan değil. Eşyalarını almadı, çünkü hala bir yer bulamadı. O gün de benimle konuşurken biraz sinirliydi sadece. | Open Subtitles | انها ليست هذا النوع من الأشخاص وقالت إنها لم تأخذ الأشياء لأنها لا تزال لم تجد مكانا , كانت منزعجه مني في ذلك اليوم |
| Daha moda olmadı ve alev almadı, ama belki bugün bir hareket başlatabiliriz. | TED | فتلك الحركة لم تنتشر حتى اليوم و لم تأخذ حقها في الاعلام ولكن ربما يمكننا اليوم أن نبدأ حركة من هذا النوع . |
| Bu koçluk işini bizim için kabul etmedin. | Open Subtitles | أنت لم تأخذ المهنة التدريبية لأجلنا |
| Onu mahvetme denememi çok ciddiye almamıştır umarım. | Open Subtitles | آمل أنها لم تأخذ نيتي في تدميرها على محمل الجد |
| Bay Van Zant, paranızı ben almadım. | Open Subtitles | السيد فان زنط، أنا لم تأخذ أموالك. |
| İşin aslı Dawn kendi balayında bile izin almamıştı. | Open Subtitles | هذا هو الأمر .. " داون " لم تأخذ إجازةً لشهر العسل |
| -Feni benim kadar ciddiye almadığını biliyordum. | Open Subtitles | نحن بخير أعلم أنّك لم تأخذ العلم على محمل الجدّ كما أفعل انا |
| Eğer o kararı almasaydın burada oturuyor olur muyduk? | Open Subtitles | هل كنا سنجلس هنا الان لو لم تأخذ هذا القرار ؟ |
| Saçmalık bu, kabul etmedim ki. | Open Subtitles | انها سخيفة. أنا لم تأخذ بهذه المهمة. |