| Hayatta bunlar da var, madame. Yoksa hiç duymadın mı? | Open Subtitles | أن هذه الأمور توجد أيضاً يا سيدتي أو أنكِ لم تسمعي عنها قط؟ |
| Sen hiç Monica Lewinsky diye birini duymadın mı? | Open Subtitles | تقولين هذا وكأنك لم تسمعي بمونيكا لوينسكي |
| Aman Tanrım, demek duymadın. | Open Subtitles | يا إلهي أنتِ لم تسمعي بالخبر أنا آسفٌ جداً. |
| Bayan, daha önce Duymamış olabileceğimiz bir şey var. | Open Subtitles | يا سيده. إليك هذا الشيء الذي قد يكون لم تسمعي به |
| Yani siz Kyle'ın yaptığı bu tehditleri aslında hiç duymadınız. | Open Subtitles | إذاَ لم تسمعي " كايل " فعلياَ يدلي تلك التهديدات |
| Bunu benden duymadın ama bir süredir görüştüğü birisi var. | Open Subtitles | لم تسمعي ذلك مني، لكن ثمة إمرأة ما يراها منذ فترة |
| O senin hakkında bir şeyler duydu çünkü biz bilirsin, onunla yakınız ve sen onun hakkında bir şey duymadın çünkü... | Open Subtitles | لقد سمعت عنك لأنّنا ,كما تعلمين مرتبطان ,و لم تسمعي عنها بسبب |
| - Çaldım ama duymadın. - Biz seni duyduk gerçi. | Open Subtitles | بلى دقّيت، لكنك لم تسمعي بينما أنت، سمعناك |
| İzleyicilerine yalan söyleme. Annelerinin küçük düşmelerini önlemek için benim çocuklarımın beni - aradıklarını duymadın değil mi? | Open Subtitles | لاتكذبيعلىجمهورك، لم تسمعي أبنائي يتصلون لمحاولة إنقاذ والدتهم من ارتباكها |
| Büyükbabamla yaptığım telefon konuşmasını duymadın, değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تسمعي المحادثة بيني وبين الجد ، أليس كذلك؟ |
| Peki, tamam. Dora... Hiçbir şey duymadın mı? | Open Subtitles | نعم 0 حسنا دورا000 وأنت واثقة بأنك لم تسمعي شيئا ؟ |
| Bunu benden duymadın, ve bende bunu hizmetliden duymadım. | Open Subtitles | لم تسمعي هذا مني وانا لم اسمع بذلك من الحارس |
| İkimizden birinin işine yarayacak hiçbir şey duymadın mı? | Open Subtitles | هل تقولين أنك لم تسمعي شيء يمكن أن يكون مفيداً لكلينا؟ |
| Daha ne konuşmak istediğimi duymadın. | Open Subtitles | أنت لم تسمعي بعد ما الذي أريد التحدث بشأنه |
| duymadın herhalde ama bugün bir yakınım öldü. | Open Subtitles | ربما أنتِ لم تسمعي لكن شخصي قريب لي مات هذا اليوم |
| Biz söyleyene kadar daha önce hiç duymadın gibi bir hisse kapılıyorum. | Open Subtitles | ... لدي شعور ، أنه حتى قاله لم تسمعي به من قبل |
| Alınma ama Duymamış olman iyi bir şey. | Open Subtitles | ؟ بدون إهانة , لكن في الحقيقة أنكِ لم تسمعي منه لتصدقيه |
| Dinle, bunları benden Duymamış ol ama o gece bir telefon geldi. | Open Subtitles | استمعي إلي.. انتي لم تسمعي ذلك مني وردني اتصال.. |
| Artı, beni hiç duymadınız; | Open Subtitles | بالإضافة أنكِ لم تسمعي بإسمي من قبل |
| Bu sözü hiç duymadınız, değil mi? | Open Subtitles | لم تسمعي هذه الكلمة من قبل |
| Bu niçin tabanca sesini duymadığınızı açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا لم تسمعي صوت الطلقة |
| Ama sen hiç orayı duymamışsındır çünkü kurulmasına daha 200 yıl var. | Open Subtitles | والتي لم تسمعي بها لأنها لن توجد إلّا بعد 200 سنة. |
| Ama benden 1 saat içinde haber alamazsan buzlukta cesedimi bulabilirsin. | Open Subtitles | لكن اذا لم تسمعي اي خبر مني خلال ساعه أبحثي عن رأسي في ثلاجته |