| patlamadı çünkü açıl anahtarı hâlâ bağlıydı. | Open Subtitles | لم تنفجر لأن مفتاح التشغيل كان لا يزال شغّالاً. |
| Bomba 2008'de patlamadı.... ...çünkü sinyal olmadığı için patlayamazdı. | Open Subtitles | اذن القنبلة لم تنفجر في 2008 لان الاتصال لم يستطع المرور |
| Onlardan biri kürek kemiğime çarptı, ama hemen patlamadı, yere düştükten sonra patladı.. | Open Subtitles | في الحقيقة واحدة منهم أصابتني بين كتفّي ولكنها لم تنفجر في الحال و سقطت على الأرض |
| Tekrar pikniğe gidebilirdiniz fakat patlamamış mayınlara dikkat ederek. | Open Subtitles | يمكنك أن تخرج فى نزهة مجدداً لكن عليك أن تحترس من الألغام التى لم تنفجر بعد |
| Otobüsteki herkesi dışarı çıkarmak için bombanın yeterli zamanı varmış, ancak açıl anahtarı hala bağlı olduğundan patlamamış. | Open Subtitles | كانت القنبلة قادرة على قتل كل ركّاب الحافلة، ولكنها لم تنفجر لأن مفتاح التشغيل كان لا يزال شغّالاً. |
| Kobay 373'ün güvenliğini çalıştırdık, ama patlama olmadı. | Open Subtitles | لقد فعّلنا توقيف الأمان للحالة 373 لكنها لم تنفجر |
| Saklanmak için iyi bir yer biliyorsan etmez. Pekala. Şimdiye kadar patlamadı. | Open Subtitles | حسنا لا ، إذا كنت تعرفين المكان المناسب للإختباء حسنا، لم تنفجر حتى الآن |
| Yüzde onu. Ve bu isabet eden yüzde onun yüzde on altısı patlamadı bile. | TED | ومن تلك القنابل ال10 % 16% منها لم تنفجر .. فقد كانت معطوبة |
| İlkinde bombalardan biri Hava Kuvvetleri uçağından bırakıldı, patlamadı, çünkü nükleer çekirdek uçağın bir başka bölmesinde saklanıyordu. | TED | في إحدى الحالتين، واحدة من القنابل، التي اُلقيت من طائرة سلاح الجو، لم تنفجر لأن القلب النووي تم تخزينه في مكان آخر على متن الطائرة. |
| Luz ile benim olduğum sipere düşen top mermisi patlamadı. | Open Subtitles | القذيفه التي اصابت الحفره التي كنت فيها مع "لوز" لم تنفجر |
| Epey zaman önce düştü, ama patlamadı. | Open Subtitles | لقد سقطت منذ فترة لكنها لم تنفجر أبداً |
| Aynı anda patlaması gereken iki patlayıcı vardı. İkincisi, buradaki... patlamadı. | Open Subtitles | ولكن الثانيه، التي كانت هنا، لم تنفجر |
| Pencere doğru şekilde patlamadı... ve herşeyi sadece bir çekimde yapmam benim için çok zor. | Open Subtitles | النافذة لم تنفجر بشكلٍ صحيح... و من الصعب علي فعل كل شيء في لقطة واحدة |
| Sahilindeki çakıl taşlarından fazla patlamamış el bombası var. | Open Subtitles | والعديد من القنابل التي لم تنفجر وقذائف أكثر من عدد الحصى على الشاطئ |
| Yani uçağı havadayken patlamamış öyle mi? | Open Subtitles | إذن لم تنفجر طائرته ككتلة من اللهب؟ |
| patlamamış bomba. Londra'da bunlardan çok var. | Open Subtitles | تعني قنبلة لم تنفجر لندن كانت مليئة بها |
| patlamamış bir mermi bulmuşlar. | Open Subtitles | ووجد الباحثون ان لم تنفجر وهي. |
| İki yıl önce NCIS ajanları Kolombiya'da patlamamış bir bomba buldular. | Open Subtitles | قبل عامين، كلاء NCIS في كولومبيا انتشال قنبلة لم تنفجر |
| Ve patlama olmadı? | Open Subtitles | وهي لم تنفجر ؟ |