| Gideceğimizden çok daha uzak yerlere gittik. Dışarıda hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | أنصتي، ذهبنا أبعد مما تعيَّن علينا، لم يبقَ شيء بالخارج هنا. |
| Aldığımız önlemler sayesinde, içerideki her şey yanmış. Onları bize yönlendirecek hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | أحرق مفتاح الأمان كل شيء في الداخل لم يبقَ شيء يدلهم علينا |
| Suya ihtiyaçları var. Toplama çukurlarında hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | يحتاجون إلى الماء، لم يبقَ شيء في أوعيتهم مستقبلة ماء المطر. |
| Bizi o geceyle ilişkilendirecek hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقَ شيء يربطنا بتلك الليلة |
| Bize o geceyi hatırlatan hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقَ شيء يربطنا بتلك الليلة |
| Geriye hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يبقَ شيء |
| Şimdi ise hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | والآن لم يبقَ شيء |
| Geriye hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يبقَ شيء |