| Ayrıca... benim evime dönmemi gerektirecek bir şey de kalmadı. | Open Subtitles | الي جانب لم يتبقي اي شيئ هناك اعود من اجله |
| Ve artık endişelenmene gerek yok çünkü ortada bilinecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | و ليس عليكِ القلق بعد الآن لإنهُ لم يتبقي شىء ليتم إخباره. |
| Venice'te bir tane vurdu zaten. Geriye parçası kalmadı. | Open Subtitles | لقد ضرب واحده في فينسي الرئيس قال لم يتبقي شئ |
| Bütün bilgiler yok edildi. Yapabileceğimiz başka bir şey yok. | Open Subtitles | كل المعلومات تدمر , لم يتبقي شيئ نستطيع ان نفعله |
| Sanırım, geriye yapılması gereken tek bir şey kaldı. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنه لم يتبقي إلا شيء واحد لكي نفعله |
| - İşinize dönün. Açılışa az kaldı. | Open Subtitles | ابدأوا بعملكم , لم يتبقي الكثير على الإفتتاح |
| O zaman söylenecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | حسناً، أحزر لم يتبقي شيء للقول، هل هناك؟ |
| Orada hiçbir şey kalmamış. Yüzeyde hiçbirşey kalmadı Logan. Üs yer altında. | Open Subtitles | لم يتبقي شيء علي السطح , لوجان ان القاعدة تحت الأرض |
| - Üstüne biraz sosla güzel olabilir. - Başka kalmadı. | Open Subtitles | جيّدة مع القليل من الصوص- لم يتبقي معي أي صوص- |
| Etrafta pek fazla ejderha kılıcı kalmadı. | Open Subtitles | حسنا, لم يتبقي الكثير من السيوف لقتل التنين هذه الايام |
| Çünkü uğruna yaşanacak hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لأنه لم يتبقي شيء .كي أعيش من أجله |
| Athena, fazla zamanımız kalmadı. | Open Subtitles | اثينا , لم يتبقي لنا الكثير من الوقت |
| Çünkü yiyeceklerimizi yiyor ve elimizde çok bir şey kalmadı zaten. | Open Subtitles | لأنه يأكل طعامنا و لم يتبقي إلا القليل. |
| Karım ve müziğim olmadan yaşamanın hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | بدون زوجتي و بدون موسيقاي, لم يتبقي لي شيء لأعيش من أجله |
| Lütfen, Doktor Markus. Zamanımız yok. | Open Subtitles | رجاءا يا د.ماركوس لم يتبقي وقت |
| Bizim ondan bol yok, değil mi? | Open Subtitles | لم يتبقي لنا الكثير الآن أليس كذلك؟ |
| Yarının bitmesine birkaç dakika kaldı. | Open Subtitles | لم يتبقي سوى بضع دقائق في هذا الشوط. |
| Eğer o adamı öldürenle aynı zehir ise, Ellie'nin sadece bir kaç saati kaldı demektir. | Open Subtitles | ان كان هو نفس السم , فهذا يعني ان "ايلي" لم يتبقي لديها الا بضع ساعات |
| Yapabileceğim tek bir şey kaldı. | Open Subtitles | آه، لم يتبقي سوي شيء واحد يمكنني فعله. |