| Amerikan halkı daha Zapruder filmini görmedi. | Open Subtitles | و الرأي العام الأميركي حتى الآن لم يشاهد فيلم ذابرودير |
| O posteri hiç kimse görmedi ki. Nasıl olur da biri bizden kopya çeker? | Open Subtitles | لم يشاهد أي أحد هذا الغلاف كيف ليمكن لشخص أن ينسخه منا؟ |
| Ama sen bana yumruk attığında, etrafta bir oda dolu insan olmasına rağmen kimse bana yumruk attığını görmemiş. | Open Subtitles | أودّ ذلك, لكن حتّى بالرغم من أن هذه ..الغرفة كانت ممتلئة تماماً عندما لكمتني لكن على ما يبدو لم يشاهد أحداً ما حدث |
| Lütfen, şu koca barda şu olayı görmemiş birisini yanımıza alabilir miyiz? | Open Subtitles | ارجوك,ايمكن ان يكون احد في هذه الحانة لم يشاهد ما حدث؟ |
| Hayır, filmi henüz kimse izlemedi. | Open Subtitles | كلا , لم يشاهد أحدا ً الفيلم حتى الآن |
| 70 yıldan beri Güney Kaliforniya'da hiç kurt görülmedi. | Open Subtitles | لم يشاهد أحدهم ذئباً فى جنوب كاليفورنيا فى آخر 70 عاماً |
| Teğmen Tolkien, insanlık tarihinde daha önce görülmemiş derecede büyük bir katliamla sonuçlanan, sert bir çıkmaz sokak olan Somme Savaşı'nı bizzat yaşamıştır. | Open Subtitles | (يرى الرقيب (تولكين :(حدثا في معركة (سوم ورطة وحشية ينتج عنها مجزرة بحجم لم يشاهد لها مثيل بالتاريخ الإنساني |
| Jimmy, House Party filmini hiç izlememiş. - Harbi mi? | Open Subtitles | كلا لا يمكن جيرمي لم يشاهد حفلا لهاوس من قبل |
| Ona farklı bir tarafın olduğunu göstermezsen farklı bir tarafın olduğunu hiç göremeyecek. | Open Subtitles | هو لم يشاهد الجانب الآخر من شخصيتك اذا لم تريه هذا الجانب |
| Asla beyazların getirdiği parayı görmedi. | Open Subtitles | انه لم يشاهد أبدا شباب بيض بهذا العدد معا قط |
| Vekilin yakınlarımızda değildi. Hiçbir şey görmedi. | Open Subtitles | مراقبك لم يكن بالجوار, إنه لم يشاهد ما حدث. |
| Atomların bu eşsiz dizilimi epinefrinin kimliği. Daha önce kimse bunlardan bir tanesini görmedi çünkü çok küçükler. O yüzden buna soyut gösterim diyeceğiz. Size bunun ne kadar küçük olduğunu anlatacağım. | TED | إن هذا الترتيب المميز للذرات يعطي الإبينفرين هويته، ولكن لم يشاهد أحد هذا، لأنه صغير جدًا، لذلك سنطلق على هذا انطباع فني، وأود أن أشرح لكم مدى ضآلته. |
| Fakat sizcede dünyadaki bütün çocukların hızlı motorsikletlerden hoşlanması biraz tuhaf değil mi? Bir tanesini bile görmedi. Hiçbirini sürmedi, tabiki, fakat Google aracılığıyla bir çok arama yaptı. | TED | ولكن أليس من الغريب أن الأولاد الصغار حول العالم يحبون الدراجات السريعة؟ لم يشاهد واحدة. لم يركب واحدة, بالطبع ولكنه قام بالبحث الكثير باستخدام جوجل |
| Bizden hiç kimse savaş görmedi daha. | Open Subtitles | لم يشاهد أحد منّا أدائك لحد الآن |
| -Havuz kenarında birkaç düzine insan varmış ama kimse bir şey görmemiş. | Open Subtitles | عشرات الأشخاص يترددون على حمام السباحة لكن لم يشاهد أي أحد أي شيء |
| Kimse bir şey görmemiş ya da dün gece arabanın garaj yolundan çalındığını duymamış. | Open Subtitles | لم يشاهد أو يسمع أحدهم صوت السيارة و هي تُسرق من موقف منزلهما بالليلة الماضية |
| Motosikleti bulduk. Kimse bir şey görmemiş. | Open Subtitles | لقد وجدنا دراجة نارية لم يشاهد أحد شيئاً |
| Porter, Ronnie Farthingale'yi Cuma gününden beri görmemiş. | Open Subtitles | لم يشاهد بورتر روني فارتينغال منذ يوم الجمعة. |
| Gemileri yakan adamları arıyoruz ama kimse bir şey görmemiş. | Open Subtitles | نحنُ لا زلنا نبحث عن الرجال الذي احرقوا السفن ولكن لم يشاهد اي احد شيئاً |
| Çünkü bay Dante daha önce bir eşek gösterisi izlemedi. | Open Subtitles | السيد دانتى لم يشاهد عرض للحمير من قبل |
| Ochoa, Kolombiya dışında hiç görülmedi. | Open Subtitles | "اوتشوا" لم يشاهد ابدا خارج "كولومبيا" |
| Daha önce hiç görülmemiş bir tip... | Open Subtitles | الواحد الذي لم يشاهد من قبل. |
| Çünkü Ben Pulp Fiction'ı hiç izlememiş! | Open Subtitles | لان (بين) لم يشاهد فيلم (بالب فيكشن) |
| Ona farklı bir tarafın olduğunu göstermezsen farklı bir tarafın olduğunu hiç göremeyecek. | Open Subtitles | هو لم يشاهد الجانب الآخر من شخصيتك اذا لم تريه هذا الجانب |