| Evrendeki en mankafa yaratık Onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | اغبى رجل في العالم .هو لم يفكر بها على أنها انثى |
| ...onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | أنتِ خطيرة جداً هو لم يفكر بها على أنها انثى |
| İçinizden bir kişi bile, yerinde oturup iki elini kullanarak alkışlamanın dışında azıcık farklı bir şekilde alkışlamayı düşünmedi. | TED | لم يفكر ولا واحد منكم حول التصفيق بطريقة مختلفة قليلاً فضلاً عن الجلوس في مقاعدكم هناك وإستخدام يديكم. |
| On yıl boyunca kimse yeniden bir asma köprü yapmayı düşünmedi. | TED | لمدة 10 سنوات لم يفكر أحد ببناء جسر معلق آخر. |
| Yerli halk tarafından işletilen mahalle lokantaları vardı; ama hiçbiri şundan bir tane daha açayım diye düşünmezdi. | TED | كانت هناك مطاعم في الأحياء يديرها السكان المحليون، لكن لم يفكر أيٌ منها بإقامة فرع آخر. |
| Hala işlerinde yükselmeye devam eden eski arkadaşlarını düşünmezdi. | Open Subtitles | لم يفكر بالرجال الذين بدأ بصحبتهم الذين لازالت علاقته معهم محترمه |
| Öyleyse neden şimdiye kadar kimse bu büyük işi düşünemedi? | Open Subtitles | إذاً لماذا لم يفكر أحد بهذه الفكرة العظيمة لغاية الأن ؟ |
| Kendini fazla kaptırmıştı. Başkalarını hiç düşünmüyordu. | Open Subtitles | لقد كان مدفوعاً بشدة لم يفكر حيال أي شخص آخر |
| Onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | هو لم يفكر بها على أنها انثى |
| ...onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | هو لم يفكر بها على أنها انثى |
| Onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | هو لم يفكر بها على أنها انثى |
| Babanız asla kendini ya da kendi keyfini düşünmedi. | Open Subtitles | أباك لم يفكر فى نفسه مطلقا أو فى ملذاته الخاصه |
| Gidip kör olan herkesi soyup Arjantin'e kaçağım bunu daha önce kimse düşünmedi. | Open Subtitles | سأخرج واسرق اى شخص و اهرب للأرجنتين لأنه لم يفكر احد فى ذلك من قبل |
| Şu yerde yatan Federalleri de düşünmezdi. | Open Subtitles | لم يفكر بأولئك الفيدراليين وإستمراره في الكذب عليهم |
| Lisedeki erkek arkadaşım hiç böyle şeyler düşünmezdi. | Open Subtitles | صديقي ف المدرسة الثانوية لم يفكر ابدا بشئ مثل هذا |
| Doğru düşünemiyor şu an. Tüm dava boyunca doğru düşünemedi. | Open Subtitles | إنه لا يفكر بشكل سليم، لم يفكر بشكل سليم منذ أن استلم هذه المهمة |
| Senin sıkıcı, Küçük Betty beynin bunu düşünemedi diye bana bağırma. | Open Subtitles | لا ترفعي صوتكِ علي فقط لأن عقلكِ الصغير الممل لم يفكر بفعل ذلك |
| Kimse bu kadar yaklaşacağını düşünmüyordu, hatta sen bile. | Open Subtitles | لم يفكر أحد بأنها ستقترب إلى هذا الحد، ولا حتى أنت |
| Belki de beş dakika öncesine kadar böyle düşünmüyordu. | Open Subtitles | من الممكن أنه لم يفكر بذلك قبل 5 دقائق |