"لم يفهموا" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamadılar
        
    • anlamıyorlar
        
    • çözemiyorlar
        
    Kanlı iz iki ay boyunca Şehir Polisinin elindeydi, onlar da anlamadılar. Open Subtitles شرطة المدينة كانت لديها هذه الطبعة الدامية منذ شهرين و لم يفهموا منها شيئا
    Aynı olduğumuzu hiç anlamadılar. Biz birbirimize aitiz. Open Subtitles لم يفهموا أننا متشابهان أننا خلقنا لبعضنا
    1988'de anlamadılar, şimdi de anlamıyorlar. Open Subtitles هم لم يفهموا ماذا حصل في 1988 وهم لا يفهمون ذلك الآن
    Şimdide anlamıyorlar, o zamanda anlamamışlardı. Open Subtitles هم لم يفهموا الآن, و لم يفهموا حينها
    Hiçbir şeyi kendi başlarına çözemiyorlar. Open Subtitles لم يفهموا قط أي شئ من تلقاء أنفسهم.
    Hiçbir şeyi kendi başlarına çözemiyorlar. Open Subtitles لم يفهموا قط أي شئ من تلقاء أنفسهم.
    Aynı olduğumuzu hiç anlamadılar. Biz birbirimize aitiz. Open Subtitles لم يفهموا أننا متشابهان أننا خلقنا لبعضنا
    İlk başlarda insanlar gerçekten ne olduklarını anlamadılar. Open Subtitles البشر الأوائل في الواقع لم يفهموا ما كانوا.
    Bunu söylemek için neden bu kadar beklediğimi anlamadılar. Open Subtitles لم يفهموا لماذا إنتظرت مطولاً لأقول شيء بشأن الأمر.
    Dünya Bankası yöneticilerine vatandaşlar için örnek bir resepsiyon salonu kurma projem için finansal destek istediğimi - bunu tam da günlük yolsuzluğa karşı savaşmak için istediğimi söylediğimde beni anlamadılar. TED عندما أخبرت مدراء البنك الدولي أنني أريد تمويلاً لمشروع بناء صالة استقبال نموذجية للمواطنين تحديداً لمحاربة الفساد اليومي المتوطن لم يفهموا فكرتي
    Şimdi anlamıyorlar. O zaman anlamadılar. Open Subtitles هم لم يفهموا الآن, و لم يفهموا حينها
    Ama bu çocuklar, Hala anlamıyorlar. Open Subtitles لكن هؤلاء الأطفال لم يفهموا بعد
    Henüz anlamıyorlar ama anlayacaklar. Open Subtitles هم لم يفهموا بعد لكنهم سيفهمون
    AG: Şu anlamda ki; bu tür terör saldırılarında çoğu kişinin ilk tepkisi: bütün sınırları kapatın-- Avrupa'daki terörist sorununun geniş ölçekte burada yetişen bir şey olduğunu anlamıyorlar. TED أنطونيو غيتراس:بمعنى، أعني، كانت ردة الفعل الأولى للعديد من الأشخاص في ما يخصّ مثل الهجمات الإرهابية : غلق كل الحدود-- لم يفهموا أن القضية الإرهابية في أوروبا هي محليّة بشكل كبير.
    Onlarla konuştum, söylediklerimi anlamıyorlar. Open Subtitles أنا أخبرتهم، لكنهم لم يفهموا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more