"لم يكن لديه خيار" - Translation from Arabic to Turkish

• seçeneği yoktu
• çaresi yoktu

Başka seçeneği yoktu. Savunma ağları yok edilmişti.
لم يكن لديه خيار لقد حطمنا شبكتهم الدفاعية

Karını yem yapıp seni geri getirmek istemedi. Ama başka seçeneği yoktu.
يستعمل زوجنك كطعم ليرجعك الى اللعبة لكن لم يكن لديه خيار

Bu deneyimli avcıyla tekrar işbirliği yapmayı denemekten başka seçeneği yoktu.
لم يكن لديه خيار الى ان يحاول الانضمام بقوة الى هذا الصياد الخبير مرة اخرى

Bence Avidius Cassius'un seferine devam etmekten başka seçeneği yoktu.
أعتقد أن أفيديوس كاسيوس لم يكن لديه خيار سوى مواسلة حملته

Silah zoruyla yaptırttım. Başka çaresi yoktu.
لقد هددته بسلاحي لم يكن لديه خيار

Başka çaresi yoktu.
لم يكن لديه خيار آخر.

Ama başka seçeneği yoktu. Kanıtlar fazlasıyla güçlüydü.
لكن لم يكن لديه خيار فالأدله كانت قاطعه

Cowen'ın beni elinde tutmaktan başka seçeneği yoktu. Onun baş bilimadamıydım.
كووين) لم يكن لديه خيار سوى) الإحتفاظ بي,لقد كنت قائد علمائه

Hakemin başka seçeneği yoktu, yapmak zorundaydı.
الحكم لم يكن لديه خيار كان عليه فعلها

Babamın başka seçeneği yoktu. Onlar vahşilerdi.
أبي لم يكن لديه خيار لقد كانوا همجيين

Böyle olsun istemedi. Ama başka seçeneği yoktu.
لم يكن يرغب بذلك، لكن لم يكن لديه خيار

Başka bir seçeneği yoktu. Burası güvenli değil.
لم يكن لديه خيار المكان ليس آمناً هنا

Her şeyi göz önüne alırsak onun bir seçeneği yoktu.
رتب الأمر كله لم يكن لديه خيار

Başka seçeneği yoktu.
لم يكن لديه خيار آخر.

Başka bir seçeneği yoktu.
لم يكن لديه خيار

Pek seçeneği yoktu, ...tek özelliği Gene'in ikiz kardeşi olmasıydı.
لم يكن لديه خيار اخر ان يكون توام (جين) كان كل شيء عنده

Ölmekten başka seçeneği yoktu.
.لم يكن لديه خيار سوى الموت

Başka bir seçeneği yoktu.
لم يكن لديه خيار آخر، حسناً؟

Başka çaresi yoktu.
لم يكن لديه خيار

Saratoga'da onun etrafını kuşattığımda isteklerimi yerine getirmekten başka çaresi yoktu.
... (عندما حاصرته في (سراتوجا لم يكن لديه خيار فقط الإستسلام لمطالبي