| Ah, hemşire Peeler, çocuklara bir merhaba demek için uğramıştık. | Open Subtitles | أيتها الممرضة بيلير، نحن أتينا فقط لنسلم على الأطفال |
| Gemiyi patlatmadan önce, mahkumları teslim etmek için üç saatimiz var. Anlaşıldı. | Open Subtitles | لدينا أقل من ثلاث ساعات لنسلم المساجين قبل أن ينسفوا السفينة |
| Baylar bayanlar, Dr. Rachel Jane için vazgeçelim. | Open Subtitles | السيدات والسادة لنسلم الأمر للدكتور ريتشيل جاين |
| Bence, onlara Bishop'u vermemiz için bizi korkutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يخيفوننا لنسلم لهم بيشوب |
| Bence, onlara Bishop'u vermemiz için bizi korkutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يخيفوننا لنسلم لهم بيشوب |
| Yemeğini bitirince, sana tabuta koyman için yardım edeceğim. | Open Subtitles | حالما تنتهي ، أنتظرك لنسلم التابوت |
| Annen depozitoyu vermemiz için bize güvendi. | Open Subtitles | امك تعتمد علينا لنسلم الشيك |
| - Sadece merhaba demek için geldik. | Open Subtitles | فقط توقفنا لنسلم |
| Balık pulunu götürmek için yeni bir yer bulmamız gerek. Aklında ne var? | Open Subtitles | علينا أن نجد مكانًا جديدًا لنسلم إليه (حرشفة السمكة). |
| Buraya kendimiz teslim olmak için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لنسلم أنفسنا |