| Dürüst olmak gerekirse, kim böyle bir eğlenceyi kaçırmak ister ki? | Open Subtitles | حسناً , لنكن صادقين , من لا يستمتع بتلكَ الجلسة اللعينة؟ |
| Bak, sana ağır bir yük yüklediğimin farkındayım ama, dürüst olmak gerekirse... ..şu anda kime güvenebileceğime emin değilim. | Open Subtitles | إسمع، أدرك أنّ هذا كثير لألقيه عليكَ ولكن، لنكن صادقين لستُ متأكداً بمن أستطيع أن أثق في الوقت الراهن |
| Açık konuşalım, popüler olduğu günler bir hayli geride kaldı. | Open Subtitles | لو كنتَ محباً للموسيقى لقد ولت تلكَ الأيام، لنكن صريحين |
| Şunu açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | لنكن واضحين بشأن هذا , ألم تكونا على علم بأية نشاطات إجرامية |
| Dürüst ol, altını bulmanda yardımcı oldum. | Open Subtitles | حسناً لنكن منفين لقد لعبت دور في استخراج الذهب. |
| Bayan Kipfer, bütün çocuklara iyi davranalım diye bizi çalıştırıyor. | Open Subtitles | السيدة كيبفر تدفع لنا لنكن لطفاء مع كل الفتية |
| Ama dürüst olmak gerekirse, efendim ikimizin de dört dörtlük oturduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لكن لنكن عادلين يا سيدي، لا أعتقد أن واحداً منّا جلس بالكامل. |
| Arkadaş olalım. Bir bakıma olmak da zorundayız, değil mi? | Open Subtitles | لنكن صديقين يا صاح، يتحتّم علينا ذلك نوعًا ما، صحيح؟ |
| Yani, dürüst olmak gerekirse ben kendime dev derim. | TED | أعني، لنكن صريحين، أصف نفسي على أنني جبارة. |
| Açık olmak gerekirse, bu ticaretle ilgili. | TED | لذا لنكن صريحين; إن الأمر يتعلق بالتجارة. |
| Adil olmak gerekirse, çok yalnızlık çekiyor olmalı. | Open Subtitles | لنكن صريحين, إنه على الأغلب يشعر بالوحدة كثيراً |
| Burada olduğunuza göre, açıkça konuşalım. | Open Subtitles | والآن بما أنك هنا، لنكن منفتحين تجاه بعضنا البعض |
| Baştan açık konuşalım. Buraya sadece profesyonel sebeplerden geldim. | Open Subtitles | حسناً لنكن واضحين أنا هنا فقط لأسباب مهنية |
| Şunu bir açıklığa kavuşturalım, akli dengesi olmayan biri ne yapar? | Open Subtitles | حسنُ، لنكن واضحين ماذا يبدو الاستقرار العقلي؟ |
| Ve Şunu açıklığa kavuşturalım, sana sarılmam, elini tutmam, yada herhangi bir sevgi gösterisinde bulunmam. | Open Subtitles | و لنكن واضحين أنا لن أقوم بمعانقتك أو الإمساك بيدك أو إظهار أي عاطفة تجاهك |
| Hazırlanalım, dikkatli ol. | Open Subtitles | انظر إلى حالة هذا الشيء حسنا ، لنكن حذرين جدا |
| İşler artık böyle yürümüyor, Walker. Mantıklı ol. | Open Subtitles | لا يتم هذا بهذه الطريقة لنكن عقلانيين |
| Cahilce davranalım. Ne diye endişelenelim ki? | Open Subtitles | لنكن جهلاء فحسب لماذا نقلق على أي شيء الآن؟ |
| Şunu bil ki seni asla hafife almam tamam mı? | Open Subtitles | فقط لنكن وآضحيــن ، لمـ استخـف بك أبدآ، حسنــا؟ |
| Anladım. Lincoln sürüyormuş. | Open Subtitles | انا فهمته الصيني يسوق سيارة لنكن |
| O bütün şehrin dostu. Biraz merhametli olun. | Open Subtitles | انه صديق شخصي للمدينه كلها لنكن رحيمين به قليلا |
| Kabul edelim. Bazen seni anlamak kolay olmuyor. | Open Subtitles | لنكن واقعيين ، أحيانا لا يمكننا فهم ماتقوله |
| Fakat dürüst olalım; tanıştığınız en zeki insan ben değilim. | TED | ولكن لنكن صريحين: أنا لست أذكى شخص قابلته في حياتك |
| Korkarım ki sen biraz hayalperestsin. Haydi bu konuda biraz pratik yapalım. | Open Subtitles | أخشى أن تراودك الأحلام لنكن عمليين بشأن هذا الأمر |
| Peki, açık konuşayım bu genişleme modeli fikrinizi sohbetlerdeki değiş tokuşa bağlı mı oluşturdunuz? | Open Subtitles | صحيح , ولكن لنكن واضحين توسعكم معتمد على مبادلة البضائع من خلال لوحة بيانات رسومية للمستخدم؟ |