| Bak, seni terk etmiyorum. Anlaşmanın sonunu getireceğime dair söz veriyorum. | Open Subtitles | انظر، لن أتخلّى عنك، أعدك بأن أفي بجزئي من الاتّفاق. |
| Şirket mücadelesi için Leonard'ı terk etmiyorum. | Open Subtitles | إنني لن أتخلّى عن (ليونارد)لأجل .صراع على سلطة شركة |
| Her ne koşulda olursa olsun derslerimi bırakmayacağım. | Open Subtitles | لن أتخلّى عن صفوفي الدراسية تحت أي ظرف |
| Elimdeki güçten vazgeçmeyeceğim. Bu sefer olmaz. | Open Subtitles | ولن أتخلّى عنها لن أتخلّى عنها مجدّداً |
| O zaman ben de bilen birini bulurum. Onu ikinci kez terk etmeyeceğim. | Open Subtitles | إذًا فسأجد من يعلمها، لن أتخلّى عنها لمرّة ثانية. |
| Çok üzgünüm ama bu kadar önemli birşey olmasaydı seni yüzüstü bırakmazdım. | Open Subtitles | -أشعر بالسوء ، ولكنّي لن أتخلّى عنكِ إن لم يكن الأمر هام. |
| Ama ben dostumuzu yüzüstü bırakmayacağım. | Open Subtitles | ولكنني لن أتخلّى عن صديقنا. |
| Central Pacific'i Doğu Sierra Dağının ortasındaki bir tünelde bırakmayacağım. | Open Subtitles | لن أتخلّى عن (سنترال باسيفيك) في النصف الآخر من جبال "سييرا" |
| Elimden geleni yapıyorum. vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | سأظلّ أحاول لن أتخلّى أبداً |
| Elimden geleni yapıyorum. vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | سأظلّ أحاول، لن أتخلّى أبداً |
| Buraya sığınıp bu toprakların insanlarını terk etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أتخلّى عن شعب هذه الأرض في حين أننا نحتمي هنا. |
| Çok üzgünüm ama bu kadar önemli birşey olmasaydı seni yüzüstü bırakmazdım. | Open Subtitles | -أشعر بالسوء ، ولكنّي لن أتخلّى عنكِ إن لم يكن الأمر هام. |