| Belki artık başka ilaca ve de sana ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | .. ربما لن أحتاج لجرعة في المستقبل إطلاقا وأنت كذلك |
| Ona çıplak ellerimle boynunu kırabilecek kadar yaklaştıktan sonra sihre ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | لن أحتاج للسحر طالما أستطيع الاقتراب منها كفايةً لأدقّ عنقها بيديّ المجرّدتَين |
| Siz ikiniz çevremdeyken, evlilik danışmanına ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | بوجودكما الإثنان, لن أحتاج إلى مستشار زواج |
| Onlara ihtiyacım yok. Asansör, taksi ve uçağa bindikten sonra evdeyim. | Open Subtitles | لن أحتاج إليهم سأركب المصعد ثم سيارة الأجرة ثم الطائرة ثم إلى البيت |
| Salçaya ihtiyacım yok çünkü sokağın aşağısındaki bakkaldan domates suyu alabilirim. | Open Subtitles | لن أحتاج إلى شراب في إيت لأني سأشتري عصير طماط من المتجر بنهاية الشارع |
| Ve senin parmak izini bulduğum anda, sana soru sormamıza gerek kalmayacak. | Open Subtitles | وعندما أجد بصماتك حولها لن أحتاج سؤالك ثانيةً |
| - Merhaba. Dinleyin, artık sizin hizmetlerinize ihtiyacım kalmadı, ...ama yardımlarınıza minnettarım. | Open Subtitles | اسمعي، لن أحتاج إلى خدماتكِ بعد الآن، ولكنني أقدّرُ كلَّ ما قمتِ بهِ. |
| Oh, şey, şu... sektör geçiş kartlarından birine ihtiyacım olmayacak mı? | Open Subtitles | لن أحتاج لشيء آخر .. كتصريحات المرور مثلاً؟ |
| - Paran sende kalsın. İhtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | يمكنك الأحتفاظ بالمال أنا لن أحتاج إلى مكافأه |
| Sanırım güzel bir yanı çalar saate ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | حسناً على ما أظن سيكون الجانب الأعلى لن أحتاج إلى ساعة منبه |
| "Mala vuracağım. " "Bir daha pornoya ihtiyacım olmayacak. " diye düşünüyordu. | Open Subtitles | فكر في نفسه بأنه في حال حظيت بالمضاجعة فسوف لن أحتاج إلى الأشياء الإباحية مرة أخرى |
| Birkaç dakika sonra ölmüş olacaklar ve bir Şeytan Kurt'u öldürmek için bile Ay tutulmasına ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | سيموتون خلال بضع دقائق وحينها لن أحتاج إلى خسوف قمرى حتى أقتل الذئب الشيطان |
| Birkaç dakika sonra ölmüş olacaklar ve bir Şeytan Kurt'u öldürmek için bile Ay tutulmasına ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | سيموتون خلال بضع دقائق وحينها لن أحتاج إلى خسوف قمرى، حتى أقتل الذئب الشيطان |
| Fareler kolumu yerken cekete ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | لن أحتاج إلى سترة عندما يأكل الفأر زراعي |
| Minnettarım ama artık paranıza ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | إنني ممتن , لكنني لن أحتاج مالك بعد الآن. |
| Dinle, Eamonn, Ben yokken boşluğu doldurduğun için teşekkür ederim, ama artık sana ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | اسمعني إيمون , أقدر سدك للفراغ عندما كنت غائبا لكني لن أحتاج إليك بعد الان |
| Evet, Yardım ettiğine eminim. Ama benim yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | نعم , أنا متأكد أنكِ كنتِ كذلك لكنني لن أحتاج مساعدتكِ هذه المرة |
| İhtiyacım yok ki, 30 yaşıma gelince milyoner olacağım. | Open Subtitles | لن أحتاج إليه، سأكون إمرأة ثرية للغاية عندما أصل إلى 30 من عمري. |
| Tüfeğe ihtiyacım yok. Sadece bir altı-patlar ver. | Open Subtitles | لن أحتاج لبندقية اعطني مسدس بستة طلقات |
| Biriniz çocuklarımı büyütmeyi kabul ederse, çalışmama gerek kalmayacak. | Open Subtitles | لكن إذا أحدكم يوافق على تربية أطفالي سوف لن أحتاج لتلك الوظيفة هل من متبرعّ ؟ |
| Artık lise diplomama ihtiyacım kalmadı! | Open Subtitles | لن أحتاج إلى شهادة الثانوية بعد الآن |
| En azından ayna önünde durup sana nasıl söyleyeceğimi çalışmama gerek kalmadı. | Open Subtitles | على الأقل لن أحتاج إلى الوقف أمام المراءة التدرب لأخبرك |
| Çünkü bugün senin kocan olacağım ve artık hiçbir şeye ihtiyacım kalmayacak. | Open Subtitles | لأنني سأصبح زوجك اليوم و لن أحتاج لأي شيء بعد الآن |