| Hayır yatmıyordum. Ama partisyonu almaya gelmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لست متعباً ولكنى لن أحضر إليكِ من أجل النوتة الموسيقية |
| - Yarın gelmeyeceğim. - Ya bu elbise ne? Birşey mi oluyor? | Open Subtitles | ـ أنا لن أحضر غدا إلى العمل ـ ما هذه البدلة، ماذا يحدث؟ |
| "Umarım anlarsın yarınki randevumuza gelmeyeceğim. | Open Subtitles | "أتمنى أن تتفهمي، "ولكنني لن أحضر موعدنا غداً |
| - Yarın gelmiyorum. - Tamam, ama bir kahve yap. | Open Subtitles | ـ أنا لن أحضر غدا إلى العمل ـ حسنا ، عجل بعمل فنجان من القهوة |
| Bu kadar. Partine gelmiyorum. | Open Subtitles | إنتهى الأمر، أنا لن أحضر إلى حفلتك. |
| Daha sonra gelemeyeceğimi söylemek için erken geldim. | Open Subtitles | لقد جئت مبكّرة، لأنني أريد أن أقول لك بأنني لن أحضر لاحقاً. |
| Su kullanmalısın... - Yaşadığım müddetçe bir daha asla cadılar bayramı partisine gitmeyeceğim. | Open Subtitles | يجب استعمال الماء لأنه بدون ذلك لن أحضر أبداً أيّ حفل آخر لعيد "هالويين" في حياتي |
| Seninle gelmeyeceğimi söylemiştim. Hem şu anda seninle görülmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أخبرتك بأنّي لن أحضر ذلك كما أنّي لا أريد أن أشاهد معك الآن |
| Yılbaşlarında kodesteki babasını ziyaret edeceği bir çocuğu bu dünyaya getirmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أحضر طفل الى هذا العالم ليزور أباه بالحجز فى الكريسماس |
| - Yarın sabah 8'de görüşürüz. - gelmeyeceğim. | Open Subtitles | حسناَ أراك في الثامنة لن أحضر |
| - Bekleyeceğim. - gelmeyeceğim. | Open Subtitles | سأنتظرك لن أحضر |
| Ben bekarlığa veda partisine gelmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أحضر حفلة العزوبية |
| - ...bu da ben gelmeyeceğim demek. | Open Subtitles | وهذا يعني انني لن أحضر |
| Merak etme. Düğüne gelmeyeceğim. | Open Subtitles | لا تقلق ، لن أحضر الزفاف |
| Buraya bir daha gelmeyeceğim. | Open Subtitles | إذاً لن أحضر هُنا مرة أخرى |
| - Yarın gelmeyeceğim. | Open Subtitles | - أنا لن أحضر فى الغد |
| Söyle onlara gelmiyorum. | Open Subtitles | قل لهم أنّي لن أحضر. |
| Ben gelmiyorum! | Open Subtitles | أنا .. لن .. أحضر |
| Ah, işi ara ve yarın gelemeyeceğimi söyle. | Open Subtitles | اتصلي بالعمل وأخبريهم بأني لن أحضر غداً. |
| Bu sabah gelemeyeceğimi söylemeliyim. Seninle konuşmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | سوف أقوم بالإتصال بهم وإخبارهم بأنني لن أحضر هذا الصباح سوف يعطينا ذلك فرصة لكي نتحدث أنا وأنتي |
| Şimdi, beni affet. Bugün maça gitmeyeceğim. | Open Subtitles | الآن بعد اذنك، لن أحضر المباراة اليوم. |
| Olacağımı varsayarsak ama eğer olmazsam, gelmeyeceğimi varsay. | Open Subtitles | لتفترض أني سأحضر، فإن لـم أظهر فهذا يعني أنني لن أحضر. |
| Kesin sesinizi artık, kaba şeyler. Size kahve falan getirmeyeceğim, Utanç tabloları, orospular. | Open Subtitles | لن أحضر لك قهوة إن عار على أرضنا أيتها العاهرة |