| Hükümeti sonsuza kadar buradan yönetemem ancak tehlike geçmeden yukarı çıkmayacağım. | Open Subtitles | لا يمكنني إدارة الحكومة من هنا إلى الأبد ولكني لن أصعد إلى أعلى إلا إذا كان الوضع امن |
| "Burada oturuyorum. Şu çılgın insanlarla sahneye çıkmayacağım, dans etmeyi sevmem..." | TED | لن أصعد إلى هناك مع هؤلاء المجانين، لا أحب الرقص." |
| Ve emin olun ki bende çıkmayacağım. | Open Subtitles | و أؤكد لك أنني لن أصعد إلى هنا أيضاً |
| Yukarı çıkmayacağım, burada bile olmak istemiyorum anne hiç güvenli değil. | Open Subtitles | لن أصعد . لاأريد أن أكون هنا . امي |
| Ben olsam, oraya çıkmazdım. Gerçekten dar. | Open Subtitles | يا رجال ، لو كنت مكانكم ، لن أصعد هناك إن المكان ضيق حقا |
| Yukarı çıkmayacağım, seninle kalıyorum. | Open Subtitles | لن أصعد لأعلى، سأبقى معك - حقا؟ |
| Eğer bu ödülü alamazsam sahneye çıkmayacağım. | Open Subtitles | لن أصعد على المسرح لن تصعدي على المسرح؟ لكن (جياترى) الجائزة (تقدم من قبل (اجوري |
| Glossnerlarla savaştayken tek başıma yukarı çıkmayacağım. | Open Subtitles | لن أصعد للطابق العلوي وحدي (ونحن في حرب مع آل (جلوسنر |
| Tavan arasına kesinlikle çıkmayacağım. | Open Subtitles | بلا شك لن أصعد إلى العلية. |
| Arkadaşlar yerinizde olsam oraya çıkmazdım. Merdivenler çok dar. | Open Subtitles | يا رجال ، لو كنت مكانكم ، لن أصعد هناك إن المكان ضيق حقا |
| Yerinizde olsam oraya çıkmazdım. | Open Subtitles | أنا لن أصعد الى هناك لو كنت مكانك. |