"لن أعتذر" - Translation from Arabic to Turkish

    • özür dilemeyeceğim
        
    • özür dileyecek değilim
        
    • özür dilemiyorum
        
    • özür dilemem
        
    • af dileyecek değilim
        
    Kırdığın şeyi nasıl tamir ettiğim konusunda, senden özür dilemeyeceğim. Open Subtitles أنا لن أعتذر عن الطريقة التي أختارها لأصلّح ما كسرته
    özür dilemeyeceğim çünkü kötü birşey yapmadım. Open Subtitles لن أعتذر لان هذا يعنى أنى أرتكب شيئا خاطئا
    Dana, dünyadan biraz adalet... beklediğim için özür dilemeyeceğim. Open Subtitles دانا , أنا لن أعتذر لكي أترقب القليل من الإنصاف من العالم هذا كل شيء
    Bana gücendin, fakat başarılı olduğum için özür dileyecek değilim. Open Subtitles أنت مُستاء منى, لكن لن أعتذر على أى نجاح قد قدمته
    özür dilemiyorum. Artık bu konuyu konuşmak istemiyorum. Open Subtitles لن أعتذر لا أريد مواصلة الحديث بالأمر
    özür dilemeyeceğim. Beni zenciyim diye kovdu. Open Subtitles أنا لن أعتذر إلى هذا اللعين لقد طردنى لأننى أسود
    Sevdiğim insanı korumak için aşırıya kaçtıysam, bunun için özür dilemeyeceğim. Open Subtitles لن أعتذر عن مبالغتي لحماية الشخص الذي أحب
    Bak, sizinle takılmaktan mutluyum ama yapmadığım bir şey yüzünden özür dilemeyeceğim. Open Subtitles انظر, احب التسكع معكم يا رفاق لكن لن أعتذر عن شيء لم أفعله
    Yaptıklarımdan dolayı özür dilemeyeceğim. Yılda 65 bin kazanıyorum. Open Subtitles لن أعتذر عمـا أفعلـه , أنـا أجني 65 ألف في السنـة الواحدة
    Yaptıklarımdan dolayı özür dilemeyeceğim. Yılda 65 bin kazanıyorum. Open Subtitles لن أعتذر عمـا أفعلـه , أنـا أجني 65 ألف في السنـة الواحدة
    Bu odaya gelene kadar maruz kaldığınız zorluklar için özür dilemeyeceğim çünkü tüm o baskılar ve acılar gerekliydi. Open Subtitles لن أعتذر عن المصاعب التي عانيتم منها للوصول إلى هذه الغرفة. الضغوط والآلام كانت ضرورية.
    O daha iyi bir bilim adamı, şüphesiz. Ama daha çok hırsım ve iş kabiliyetim olduğu için özür dilemeyeceğim. Open Subtitles إنه الخبير الأفضل , بلا شكّ ولكنّ لن أعتذر لطموحى ، و لتطلعى لعمل أفضل.
    O gemideki insanları önemsiyorum, ...bunun için özür dilemeyeceğim. Open Subtitles أنا أهتم بهؤلاء القوم على هذه السفينه لن أعتذر عن هذا
    Biliyor musun, ne kadar yaşlı olduğum önemli değil birinin beni sevmesini beklediğim için özür dilemeyeceğim. Open Subtitles أوتعلم ، مهما كان كبر سنى ، فأنا لن أعتذر لأرادتى بأن أكون مع شخص يحبنى
    Esnek fiziğimden dolayı özür dilemeyeceğim, tamam mı? Open Subtitles أنا لن أعتذر على رشاقتي البدانية حسناً ؟
    Anne, ben özür dileyemem. Bunun için özür dilemeyeceğim. Open Subtitles أمّي، لا أستطيع الاعتذار لن أعتذر على هذا
    Bakın, onu sevdiğim için özür dilemeyeceğim, tamam mı? Open Subtitles اسمع، لن أعتذر عن ما قادني إليه قلبي، حسناً؟
    Son 24 ayı hatırladığım ve sevdiğim adamla evlendiğim için özür dileyecek değilim. Open Subtitles لن أعتذر لاني أتذكر الـ24 شهر السابقين أو لأني قد تزوجت الرجل الذي أحببته
    Bunun için özür dileyecek değilim ya. Özür dileyecek bir şey yapmadım. Open Subtitles لن أعتذر على ذلك، ليس هنالك ما أعتذر من أجله
    Aslında özür dilemiyorum. Çünkü zayıflık belirtisidir. Open Subtitles أنا اقصد انا لست أسف أنا لن أعتذر بسبب
    Yapmadığım bir şey için özür dilemem George. Open Subtitles أننى لن أعتذر عن شيئاً لم أقوم به يا جورج
    Bana sitem etmek gibi bir düşün varsa hanımefendinin hizmetçisiyle zaman geçirdiğim için af dileyecek değilim. Open Subtitles لن أعتذر لأنني قضيت الوقت مع جاريتكِ لو كان لديكِ نية في لومي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more