Ama iki türlü de sen insanlık şalterini açmadan durmayacağız. | Open Subtitles | لكن في كلا الحالتان لن نتوقّف حتّى توقظي إنسانيّتك |
Bruno Bréguet ve Magdalena Kopp serbest kalana dek durmayacağız. | Open Subtitles | و لن نتوقّف عن ذلك حتى الافراج عن (برونو بريجيت) و (ماغدالينا كوب) -ماغدالينا كوب) ؟ |
Ve kameraya-yakalananlar kısmında durmayacağız. | Open Subtitles | -و لن نتوقّف عند عمله على الكاميرا أيضاً . |
Durmuyoruz ki. Daha yeni başlıyoruz. | Open Subtitles | أوه، نحن لن نتوقّف نحن فقط سنبَدأ |
Peki Keith , biz Durmuyoruz | Open Subtitles | مرحبًا (كيث), لن نتوقّف. |
Onu bulana kadar durmayacağız. | Open Subtitles | لن نتوقّف حتّى نجدها |
durmayacağız da, dönmeyeceğiz de. Savaştayız şu an, geri çekilirsek kaybetmiş oluruz. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} لن نتوقّف ولن نعود، إنّنا نخوض حربًا، والتراجع يعني الخسارة. |
Hafızamızı geri alana kadar durmayacağız. | Open Subtitles | -تعرفين أنّنا لن نتوقّف حتّى نستعيدها |
Hayır, Durmuyoruz. | Open Subtitles | كلا، لن نتوقّف |