| Çünkü söz veriyorum, bu ikiniz için de iyi bitmeyecek. | Open Subtitles | لأنني أستطيع أن أعدك ان هذا لن ينتهي بخير لكما |
| Bu iş, Bay De Greiff... Pablo Escobar'ın teslim olmasıyla bitmeyecek. | Open Subtitles | هذا الأمر يا سيد دي غريف لن ينتهي باستسلام بابلو إسكوبار |
| Bitene kadar asla bitmez. | Open Subtitles | لن ينتهي الٔامر إلّا بعد انتهاء المباراة |
| Ölen bir daha ölemez ama daha sert, daha güçlü olarak yeniden doğar. | Open Subtitles | ما هو ميت لن ينتهي أبداً، ولكن ينهض مجدداً أقوى وأصلب |
| Bunun sonu yok biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعيّن أن هذا لن ينتهي أبداً ؟ |
| Hadi gel ama. Doktor dans ediyor diye, dünyanın sonu gelmez. | Open Subtitles | لذا هيا، فالعالم لن ينتهي لأنالدكتوريرقص. |
| Bu evde kaldığın sürece kabus bitmeyecek. | Open Subtitles | الكابوس لن ينتهي. طالما تبقى في هذا البيت، |
| O'Neill'in kitabını bitirmeliyim. Bu gidişle asla bitmeyecek. | Open Subtitles | أصغي يجب علي أن أنهي هذا الكتاب فهو لن ينتهي أبداً |
| Bu yüzden,senaryo zamanında bitmeyecek..su ana ya da yarın,para sağlayıcısına. O haklı, Toulouse. | Open Subtitles | لذا، لن ينتهي السيناريو في الوقت المناسب كي يتم تقديمه إلى الخبير المالي غداً |
| İkimizde benzer chakra tekniklerini kullandığımız için bu dövüş çabuk bitmeyecek. | Open Subtitles | لن ينتهي القتال بما أننا نستخدم نفس الأسلوب |
| Size ne yaptığımızı düşündüğün umurumda değil ama o çocuklardan birine bir zarar gelirse... ..bu, hiç de iyi bitmeyecek. | Open Subtitles | , لا اهتم عما تعتقد اننا قد فعلناه لكم ,ولكن اذا حدث اي اذي الي هؤلاء الاولاد . لن ينتهي هذا الامر نهاية جيدة |
| Kutlamam, hiç bitmeyecek bir doğum gününe döndü. | Open Subtitles | احتفالي تحول إلى عيد الميلاد الذي لن ينتهي |
| Böylece tatilimiz yarına kadar bitmez. | Open Subtitles | وبذلك فإن يوم أجازتنا هذا لن ينتهي حتى صباح الغد |
| Hayır, bu sadece erime. Paskalyaya kadar kış bitmez. | Open Subtitles | لا, يتخلص من الثلوج الشتاء لن ينتهي حتي عيد الفصح |
| Ölen bir daha ölemez. | Open Subtitles | ما هو ميت لن ينتهي أبداً. |
| Bitene kadar bitmez. | Open Subtitles | لن ينتهي أي شيء، حتى ينتهي كل شيء، حسناً؟ |
| Amanda'yı indirik, yine Percy geldi. Bunun bir sonu yok. | Open Subtitles | نوقع بـ (أماندا)، و (بيرسي) يعود للقمة لن ينتهي الأمر. |
| Amirim, randevumu biliyor muydunuz? Evet. Ayrıca ne dersin bilemem ama bir gece yoksun diye her şeyin sonu gelmez. | Open Subtitles | نعم، وحسب ما تعتقدين، العالم لن ينتهي لأنّكِ اختفيتِ لليلة. |
| Kendi başınıza kaldınız, efendim. Bu işin sonunda gözyaşları var. | Open Subtitles | أنت لوحدك ، سيدي هذا لن ينتهي ألا بالدموع |
| Merak etme..tekerlekli sandalye olmayacak benim Sonum | Open Subtitles | شكراً لقلقك ولا تقلق لن ينتهي بي الأمر على كرسيّ معوقين |
| Hill, karamsar ve kaderci olmaktan nefret ederim ama biliyorsun bu olay iyi bitemez. Haksız mıyım? | Open Subtitles | هيل, أنا أكره أن اكون متشائمة و لكن أنتِ تعرفين أم هذا لن ينتهي على خير, أليس كذلك؟ |
| Hayır, inşaat bitmedi. Sorun bu | Open Subtitles | لا ، البناء لن ينتهي تلك بالضبط هي المشكلة |
| Biliyor musun, oğlum bu ne onlar için, ne de senin için iyi bir şekilde sonlanmayacak. | Open Subtitles | أتدري يا بنيّ لن ينتهي هذا بصورة جيدة , ليس بالنسبة لهما ولا بالنسبة لك |
| - Leydim, festival planlandığı gibi başlayacak ama planlandığı gibi sona ermeyecek. | Open Subtitles | يا سيدتي العزيزة ، إن المهرجان سيبدأ كما خُطط له لكنه لن ينتهي كما خطط له |
| Dünya mükemmelmiş gibi hissettiriyor. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi. | Open Subtitles | .أشعر بالعالم أنه مثالي كأنه لن ينتهي أبداً |