| Bu insanlara şunu söyleyebilirim: Bunlar öğrencilerimin bana söylediği ya da dikkatimi çeken bazı örnekler. | TED | ويمكنني أن أقول لهؤلاء الأشخاص: هذه هي بعض الأمثلة على الأمور التي قيلت لي على لسان الطلاب ولفتت انتباهي. |
| Buraya ihtiyacın yok. Bu insanlara. | Open Subtitles | أنت لا تحتاجين إلى هذا المكان ولا لهؤلاء الأشخاص |
| Kanunlara uyacağıma ama Bu insanlara göre kanunumuz yok. | Open Subtitles | لأدعم القانون لكن ليس لدينا قوانين لهؤلاء الأشخاص |
| Ama Şu adamlara bak, onların da altın çağı Rönesans. | Open Subtitles | وبالنسبة لهؤلاء الأشخاص عصرهم الذهبي في الريناسور |
| Bu adamların soruşturmadan kaçmalarına müsaade etmek, güvenli oynamaktır. | Open Subtitles | السماح لهؤلاء الأشخاص ان يهربوا ببساطة هو تعريف اللعب بطرية آمنة. |
| Bu insanların kurtarılmalarındaki tek umut, benim yüzümden suya düştü. | Open Subtitles | لقد ضاعت الفرصة الوحيدة لهؤلاء الأشخاص لكي يتم إنقاذهم بسببي |
| Şu insanlara bir bak, yaptıkları şeyi saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar. | Open Subtitles | أنظر لهؤلاء الأشخاص لا يحاولون حتى أخفاء ما يفعلوه |
| Kaybettiğimiz tüm bu insanları nasıl kaybettiğimizi araştıracak bir memuru getireceğim. | Open Subtitles | إنني سأنشيء وحدة خاصة سأحضر موظفاً, للتحقيق بكيفية خسارتنا لهؤلاء الأشخاص |
| Sanırım Bu insanlara bir bardak su istemekten çok daha fazla zahmet veriyorsun şu an. | Open Subtitles | لا اعتقد بأن الحصول على كأساً من الماء هو أكبر إزعاج لهؤلاء الأشخاص الان |
| Ben de Bu insanlara onlara ne kadar imrendiğimi açıklıyordum. | Open Subtitles | كنت للتو أعبر عن مدى إعجابي .لهؤلاء الأشخاص |
| Ya Bu insanlara olacak açıklamadınız ya da hepsi psikopat. | Open Subtitles | حسنا , يا إما شرحت الأمر بطريقة ضعيفة لهؤلاء الأشخاص أو أنك قد جنّد مجموعة من المعاتيه |
| - Bu insanlara yiyecek ve su verin. | Open Subtitles | أحضر لهؤلاء الأشخاص بعض الطعام والماء، من فضلك |
| - Bu insanlara yiyecek ve su verin. | Open Subtitles | أحضر لهؤلاء الأشخاص بعض الطعام والماء، من فضلك |
| Bu insanlara hemen bir yakınlık kurduğunu hissetti. | Open Subtitles | ويشعر بمودة مفاجئة لهؤلاء الأشخاص |
| Hadi Bu insanlara biraz çay yapalım. | Open Subtitles | والآن دعنا نحضر الشاي لهؤلاء الأشخاص |
| Şu adamlara bir baksana sen. | Open Subtitles | انظر لهؤلاء الأشخاص |
| Bu adamların soruşturmadan kaçmalarına müsaade etmek, güvenli oynamaktır. | Open Subtitles | السماح لهؤلاء الأشخاص ان يهربوا ببساطة هو تعريف اللعب بطرية آمنة. |
| Rachel, bu bahaneyle alâkalı değil bu, insanların gözünün içine bakıp bunun doğru olduğunu ikna edebilmemle alâkalı ve ben bunu yapamam. | Open Subtitles | الأمر ليس بخصوص العذر هو بخصوص ان انظر لهؤلاء الأشخاص في أعينهم انه صحيح |
| Ama kaybettiğimiz tüm bu insanları nasıl kaybettiğimizi araştıracak bir memuru daha getireceğim. | Open Subtitles | لكني سأحضر موظفاً ستكون مهمته الوحيدة, التحقيق بكيفية خسارتنا لهؤلاء الأشخاص, |
| Biz bu insanlar için marka ve kampanyamız el. | TED | لقد قمنا بتسليم علامتنا التجارية و حملتنا لهؤلاء الأشخاص |