| Ön kapıdan saate dokuz adım... ve bu odaya üç adım daha. | Open Subtitles | تسع خطوات من الباب الأمامي إلى الساعة وثلاثة خطوات أخرى لهذه الغرفة |
| bu odaya gelmemin tek nedeni üşümüş olmam. | Open Subtitles | لقد أتيت لهذه الغرفة فقط لأني أشعر بالبرد |
| O çizikleri oğlum yaptıysa ve ona bir şey olduysa bu odaya tekrar gelirim, sen de buradan ceset torbasında çıkarsın. | Open Subtitles | لو كانت هذه الخدوش من إبني وأي شيء حدث له سوف أعود لهذه الغرفة وسوف تغادرها في حقيبة |
| Bize sadece Bu odanın şipşak fotoğrafını çekiyormuşuz gibi geliyor, ama aslında, gördüğümüz her şeyi oluşturuyoruz. | TED | ويبدو إننا سنأخذ صورة لهذه الغرفة كما هي لكن في الواقع بأننا ننشئ كل ما نراه |
| Eğer izin verirsen, o odaya girip yaptıklarımın arkasında duracağım. | Open Subtitles | والان اذا عذرتني سأدخل لهذه الغرفة حالا واعترف بما فعلت |
| Bu sefer sandviç getirmedi. Bu odayı tuttuk. | Open Subtitles | هذه المرة لم يحضر شطائر و دخلنا لهذه الغرفة |
| bu odada bir avukatın pis kokusunun geldiğini anlamıştım. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان هناك رائحة نتنة من طبيب جوريس قادم لهذه الغرفة |
| Şu odaya bak Poirot. Yaşamından kalanlar. | Open Subtitles | انظر لهذه الغرفة يا "بوارو" وكل ما تبقى من حياة |
| Tamam, korkma. 12 yaşımdan beri bu odaya girmemiştim. | Open Subtitles | حسنا، لا تخافي لم آت لهذه الغرفة منذ كنت بالثانية عشر |
| Tam olarak bu odaya yol alan güdümlü bir füzeyi takip ediyoruz. | Open Subtitles | نحن الآن نتعقّب صاروخا مُوجّهًا مباشرة لهذه الغرفة |
| Tüm yarışmacıların ve bu odaya giriş imkânı olan herkesin... -...bir listesini almamız gerekecek. | Open Subtitles | سنحتاج إلى قائمة بأسماء جميع المتسابقين، بالإضافة لكلّ شخص لديه وصول لهذه الغرفة. |
| Kalktın ve ağlamaya başladın ve ben bu odaya girdim ve seni kucakladım ve kırılan kalbim sana açılmıştı. | Open Subtitles | وأستيقظت باكية, وأتيت لهذه الغرفة واحتضنتك وانكسر قلبي مفتوحاً على مصراعيه |
| İçinde ne olduğunun gayet farkındaydın ona rağmen bu odaya kadar geliverdin artık bu odadan çıkacak güçte tek bir adam olabilir. | Open Subtitles | تعرفُ تماماً مابداخلك، وقد أتيت عابراً كل شيء لهذه الغرفة لتقابل الشخص القوي الذي يمكنهُ إخراجها. |
| bu odaya geri dönüp, Doktor'u çıkaracağız. | Open Subtitles | سنعود لهذه الغرفة ونخرج الدكتور |
| Doktor Rovinsky, bu odaya acilen ihtiyacımız var! | Open Subtitles | د.روفنسكي نحتاج لهذه الغرفة حالاً. |
| Bu odanın, altı aylık güvenlik kasetlerini istiyorum. | Open Subtitles | أريد شريط الأمن لهذه الغرفة للأشهر الستة الماضية |
| Teğmen Bu odanın kapanmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد لهذه الغرفة أن يتم غلقها تماماً |
| Birisi Bu odanın Ölcekli bir kopyasını yaptı. | Open Subtitles | شخص بنى نسخة طبق الأصل لهذه الغرفة |
| Bu yüzden de her gün 20 dakikalığına o odaya inip, zihnimi kapatıyor ve yenilenmek için yapmam gerekeni yapıyorum. | Open Subtitles | أحب أن أذهب لهذه الغرفة وأغلق فيها عقلي وأفعل ما أحتاج فعله كي أعيد شحن نفسي |
| o odaya gitti. | Open Subtitles | لقد دَخلت لهذه الغرفة للتوّ |
| Bu sefer sandviç almadık, Bu odayı aldık. | Open Subtitles | هذه المرة لم يحضر شطائر ودخلنا لهذه الغرفة |
| Bu odayı açan anahtar ondaydı, gerçek! | Open Subtitles | لقد كان معه المفتاح لهذه الغرفة ، واقع |
| Hayır, o gölge olur ki bu odada hiç ama hiçbir zaman olmaz. | Open Subtitles | لا، تلك سَتَكُونُ ظلال رقيقة و لن تكون ابدا لهذه الغرفة |
| Hey, Şu odaya bak! | Open Subtitles | انظروا لهذه الغرفة |