| Orada büyük halan var. oraya varmamız çok önemli. Tamam mı? | Open Subtitles | لديك خالة عظيمة هناك , من المهم جداً أن نصل لهنالك , موافقة ؟ |
| Merak etme. oraya vardığımızda hiç tatil gibi gelmeyecek. | Open Subtitles | أوه، لا تقلقي، سيزول إحساس العطلة هذا حالما نصل لهنالك |
| Bakersfield'a gidecektim- ...ne de olsa Harvey Specter oraya bir uçak bileti almıştı. | Open Subtitles | لقد كنت في طريق إلى بيكرسفيلد من بعد ذلك , هارفي سبكتر كان لديه رحلة لهنالك |
| Ön bahçede uyandım ve oraya nasıl gittiğim konusunda en ufak bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | لقد إستيقظتُ للتو في الفناء الامامي و لم يكنْ لديّ أدنى فكرة كيف وصلتُ لهنالك |
| oraya gidip de kavga falan başlatmak istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أذهب لهنالك وإفتعال شجار أو ما شابه |
| Sizi oraya taşıyacak adam da Maestronuz, Rodrigo DeSouza. | Open Subtitles | والأن ، الرجل الذي سيأخنا لهنالك قائدكم ، رودريغو دي سوزا |
| Şu an oraya geri dönemezsin. | Open Subtitles | ولكن في الواقع "تشك" لا يمكنك الرجوع لهنالك الآن. |
| oraya vardığımızda hallederiz. | Open Subtitles | سنجدُ حلاً للمعضلة عندما نصل لهنالك |
| Katar'da dünya şampiyonluğunu kazanacağımızı asla bilemezdik ama oraya gittik, ilk yarışı kazandık, üçüncüyü kazandık, dördüncüyü kazandık. | Open Subtitles | في "قطر" لم نكن نحلم أننا سنظفر ببطولة العالم لكننا خرجنا لهنالك و فزنا بالسباق الأول |
| oraya nasıl gideceğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم طريق الوصول لهنالك, صحيح؟ |
| Muhtemelen yarın görüşürüz. Ben de yarın oraya et götüreceğim. | Open Subtitles | سأراك غداً, سأذهب لهنالك لتوصيل اللحم. |
| Lütfen ama. oraya hayatta gitmem. | Open Subtitles | أرجوك لم أكن لاأذهب لهنالك بتاتاَ |
| Arada trenle giderim oraya. | Open Subtitles | أذهب لهنالك لأتدرب |
| Mark'ın bütün eşyalarını yakmadan önce oraya gitmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب علينا الذهاب لهنالك قبل أن يحرق جميع أغراض (مارك). |
| Süper ya da beni oraya kadar takip edersin. | Open Subtitles | عظيم, أو يُمكنك أن تأتي معي لهنالك... |
| oraya git ve karşılaşmış gibi yap. | Open Subtitles | انتي تذهبين لهنالك وتلتقين به |
| Üniversiteden sonra sırt çantamla oraya seyahat etmiştim. | Open Subtitles | -لقد ذهبتُ لهنالك بعد الجامعة |
| oraya gidip Runflat'in nerede olduğunu öğrenmeni istiyorum. | Open Subtitles | كل ما أُريدك أن تفعله، هو أن تذهب لهنالك... -وتعرف مكان (رنفلات ). |
| oraya bakın! | Open Subtitles | انظروا لهنالك |