| Seni kontrol etmeye geldiğinde, birisi gizlice özel odaya girdi ve Başkan Loewen'ı bıçakladı. | Open Subtitles | و بينما أتى ليتفقدَك تسللَ أحدُهُم إلى الغُرفَة الخاصَة و طعنَ العُمدَة (لوين) |
| Wilson Loewen cinayetinden senin sorumlu olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلمُ الآن أنكَ مُذنِب بقَتل (ويلسون لوين) |
| Ondan ders almıyorlar, Louanne. Bu bir prestij ve dikkat çekme olayı. | Open Subtitles | ليس تحذيراً يا لوين بل سمعة، ومصداقية، وإهتمام |
| Eğer nezarete girseydi Lowen bize haber ederdi. | Open Subtitles | لكنا سمعنا شيئاً من لوين إذا كانو قد احتجزوه |
| Ona der misiniz merak etmesin, kedi Llewyn'da. | Open Subtitles | أيمكنك فقط اخباره : لا تقلق "فالقطة مع " لوين |
| Luwin Usta'nın sözünden çıkma ve küçük kardeşine iyi bak. | Open Subtitles | إسمع كلام المايستر لوين و إعتني بأخيك الصغير. |
| Brandt, Wilson Loewen'i öldürmesi karşılığında 5000$ teklif ettiğini iddia etti. | Open Subtitles | يدّعي (براندت) أنكَ عرَضتَ أن تدفعَ لهُ 5000 دولار ليقتُل (ويلسون لوين) |
| Wilson Loewen davasında Dedektif McGorry'nin yerine geçtim. | Open Subtitles | لأحُل محَل المُحققَة (ماغوري) في قضيَة (ويلسون لوين) |
| Brandt'in Loewen'i öldürmesi için bir neden yoktu, para hariç. | Open Subtitles | لم يكُن لدى (براندت) دافِع لاغتيال (لوين) سِوا المال |
| Loewen '60'larda öldürülen iki küçük kız yüzünden yaptırttı. | Open Subtitles | تآمرَ (لوين) على قتلِ فتاتان سوداوان في الستينيات |
| O benim en iyi dostumdu, Louanne. Burada geçmiş zamanı vurguluyorum. | Open Subtitles | تعرفين لقد كان أفضل أصدقائي يا لوين (كان) هي الكلمة المناسبة |
| Bu konuda beni zorlama, Louanne. | Open Subtitles | لا تعطي الأمر أكثر من حقه يا لوين |
| Ben Louanne Johnson. | Open Subtitles | مرحباً، أنا لوين جونسين مدرسة الفتيان |
| Lowen vasiyetlerden ve bize bir şey olursa çocuklara kimin... | Open Subtitles | لوين " تتحدث كثيراً عن الوصايا " ومن سيهتم بالصبية |
| Lowen, bundan sonra ne yapacağımızı söyleyecek ve tüm bunları geride bırakacağız. | Open Subtitles | لوين " سيعلم بذلك " خطوتنا التالية هي وضع المشكلة خلفنا |
| Dennis Lowen'ın şu anda kilisede çalıştığını biliyor muydun? | Open Subtitles | أكنت تعرف أن (دينيس لوين) يعمل في كنيسة الآن؟ |
| Llewyn kanepede yatabilir. Rahatıma düşkün bir adam değilimdir. | Open Subtitles | ويمكن لـ"لوين " أن ينام على الأريكة، فأنا بالطبع لست محباً للراحة |
| Llewyn kedisiyle birlikte yerde yatabilir. | Open Subtitles | يمكن لـ " لوين " أن ينام على الأرض ، مع قطته |
| Baş Üstat Luwin'in bacaklarım hakkında söyledikleri? | Open Subtitles | الذي قالة سيد لوين عن ساقيّ |
| Bran ve Rickon Üstat Luwin ile Kıştepesi'ndeler. | Open Subtitles | (بران) و(ريكون) مازالوا في (وينتر فيل) مع المُعلم (لوين). |
| General Sein Lwin , Size vermek istediğim bir görev var. | Open Subtitles | اللواء (سين لوين)، لديّ مهمة لك. |
| Bu postayı önemsemeyen bir üniversite öğrencisi en iyi arkadaşı Luanne'i kan dolu bir küvetin üstünde asılırken bulmuş. | Open Subtitles | طالبة جامعية تجاهلت الرسالة ووجدت صديقتها المقربة (لوين) معلقة بحبل المشنقة في دولاب ملطخ بالدماء |
| Örnek Vatandaş İki; Kirk Lewelyn Firebaugh. | Open Subtitles | المواطن المثالي رقم إثنين (هو (كيرك لوين فاريبو. |
| bayan Lewin Lockridge Grayle. | Open Subtitles | السيدة لوين لودجريدج جراى |