| Bana da şakacıktan bir yapıştırma versen? | Open Subtitles | ماذا لو أعطيتني لاصق مثل هذا على سبيل المزاح؟ |
| Ben yanlış bir yöne kaymadan önce bir örnek versen mesela. Peki, şunu dinle. | Open Subtitles | قبلأنأذهبفيالإتجاهالخاطئ، ما رأيك لو أعطيتني مثالا ؟ |
| Sen bana telefonunu versen, ben numaramı kaydetsem yarım saate beni arasan nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا لو أعطيتني رقم هاتفك و سأعطيكِ رقم هاتفي و إتصلي بي بعد نصف ساعة |
| Bana adını verseydin bunları sana söyleyebilirdim. | Open Subtitles | كان بإمكاني أن أخبرك بذلك لو أعطيتني أسمه |
| Pekâlâ, seni suçlamak istemiyorum ama eğer bana fazladan bilet verseydin, bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | -حسناً، لا أريد أنْ ألومكِ ، ولكن لما حدث أيّ مِن هذا لو أعطيتني التذاكر الإضافية |
| eğer bana sadece oda numarasını verirseniz, Ben yolu bulabilirim sanırım. | Open Subtitles | لو أعطيتني رقم غرفته، أحسب أنّي قادر على العثور عليها. |
| Tabii ki, işi bana verirseniz bu boş dakikalardan daha fazla edinebilirim. Mmm. | Open Subtitles | بالطبع، سيكون عندي دقائق أقل لو أعطيتني الوظيفة |
| Bana 1,000,000 won versen bile yinede senin için bunu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | حتى لو أعطيتني مليون لن أقوم بها |
| Anahtar versen daha kolay olabilir. | Open Subtitles | سيكون الأمر أسهل لو أعطيتني مفتاح |
| Malı direk versen ne olur, hepsini? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو أعطيتني أكثر؟ كله؟ |
| Walter, acaba bana Cortexiphan mı versen? | Open Subtitles | (والتر)، ربّما لو أعطيتني بعض الـ"كورتيكسيفان" |
| - Kalemini versen? | Open Subtitles | -ماذا لو أعطيتني قلمك؟ |
| eğer bana güvenseydin, benim olanı bana verseydin... | Open Subtitles | لو وثقت بي لو أعطيتني ما هو حقي |
| Düşüncelerini dinlememe izin verseydin... | Open Subtitles | لو أعطيتني فرصة للإنصات لأفكاره.. |
| Ama eğer bana bir şans daha verirsen sana zararsız, korkutucu eğlence için söz veriyorum. | Open Subtitles | ولكن لو أعطيتني فرص أخرى أعدكِ أن أخيفكِ بدون أذى وبشكل مسلٍ |