eğer yönünüzü bulmak için yardıma ihtiyacınız varsa her koridor üzerinde talimatlar vardır. | Open Subtitles | لو أنك تحتاج لمساعدة في معرفة وجهتك فالتعليمات مكتوبة بلغتين على كل طرقة |
eğer saklanmaya çalışıyorsan ona cevap vereceği adresi de yazmalısın! | Open Subtitles | لو أنك تحاول أن تختبيء يجب ألا تكتب أليها بعنوانك |
Madem hakkında çok şey bilmiyordunuz, olanlara nasıl bu kadar hâkimsiniz? | Open Subtitles | لو أنك لم تعرفي بشأنه كيف أنك تعرفين كل هذا ؟ |
"Sanki hikâyenin bana anlatılmayan başka kısımları var ve iş işten geçmeden benim bu kısımları öğrenmem gerekiyormuş gibi." | Open Subtitles | كما لو أنك هناك أجزاء بالقصة لا أسمعها و أريد أن أعرف ما هي تلك الأجزاء قبل فوات الأوان |
Onları beni incitmek için kullanma yoksa hiç doğmamış olmayı dilersin. | Open Subtitles | لا تستخدمهم كوسيلة لأذيتي وإلا فسوف تتمنى لو أنك لم تولد |
Bazen, para insani alt eder mi diye merak ediyorum tatlim. | Open Subtitles | أحياناً أتساءل لو أنك سمحت للمال أن يأخذ أفضل ما لديك |
Paris'te olduğunu söyledi ama gerçekten orayı hiç görmemiş ve Tahiti'de kalmış olmanı diliyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه ذهب إلى باريس ولكنه لم يستمتع برؤيتها حقاً وأنه يتمنى لو أنك بقيت في تاهيتي |
Belediye başkanı diyor ki, eğer "siktir"in anlamını bilmiyorlarsa içeri gelsinler de, gösterelim. | Open Subtitles | عمدة البلدة يقول لو أنك تجهل معني كلمة إنصرف إذن قم بالدخول وسنريك |
eğer benimle gelirsen, yaşamın değişir ve şükranlarımı kabul etmiş olursun. | Open Subtitles | لو أنك أتيت معى سيكون لك منزلا للسكنى وستنال ما يرضيك |
eğer benimle gelirsen, yaşamın değişir ve şükranlarımı kabul etmiş olursun. | Open Subtitles | لو أنك أتيت معى سيكون لك منزلا للسكنى وستنال ما يرضيك |
Demek istediğim eğer bütün gece benim yanımdaysan, bütün bunlar nasıl gerçekleşmiş olabilir? | Open Subtitles | أنا أقول كيف حدث هذا الليلة الماضية. لو أنك كنت معي طيلة الوقت؟ |
ve eğer böyle düşünürsem ve muhafazakarsam, ne sen nerede oluyorsun? | Open Subtitles | و لو أنك تظن أني محافظة من أين يأتي كل هذا؟ |
Onun ölmesini istemiyorsunuz, o yüzden eğer onu seviyorsanız, onu almama izin verin. | Open Subtitles | , أنت لا تريده أن يموت لو أنك تحبه , أرجوك اعطني اياه |
Peki, Madem gidip bombayı almak istiyorsun, gider bombayı alırız. | Open Subtitles | حسنٌ، لو أنك تريدين العودة وجلب القذيفة، سنعود ونجلب القذيفة |
Pekala, Madem taşınıyorsun, ben de başka bir kiracı bulmalıyım. | Open Subtitles | حسناً، لو أنك تنوين الانتقال، فأظن أنني سأحظى بمستأجر آخر |
Sanki bir spor araban var da, onu bir otobüse çevirecekmiş gibi mi? | Open Subtitles | كما لو أنك تملك سيارة رياضية و ستقوم هي بتحويلها إلى مركبة ؟ |
Evet. Sanırım mısırlarını Calvera'ya vermiş olmayı isterdin, hıı? | Open Subtitles | نعم ، أظن أنك بطريقة ما تمنيت لو أنك أعطيت المحاصيل إلى كالفيرا |
Bazen, para insani alt eder mi diye merak ediyorum tatlim. | Open Subtitles | أحياناً أتساءل لو أنك سمحت للمال أن يأخذ أفضل ما لديك |
Çünkü eğer öyleyse hiçbir şey söylememiş olmanı tercih ederim. | Open Subtitles | ..لأنه إذا كان كذلك كان من الأفضل لو أنك لم تقولي أي شيء |
- Dedim ki... buradan defolup gitmezsen... canını hayal bile edemeyeceğin kadar yakacağım. | Open Subtitles | ـ لقد قلت لو أنك لم تغادر فسوف تتعرض للأذى بشكل لا تتخيله |
Keşke onunla birkaç yıl önce karşılaşsaydın. Öyle iyi bir kızdı ki. | Open Subtitles | أَتمنى لو أنك قابلتها منذ عدة سنوات, لقد كانت فتاةً جيدة حقاً |
Abin kadar çok yaşamış olsaydın, senin de bir şeylerin olurdu. | Open Subtitles | لو أنك عشت مثل أخيك الأكبر ستحصل علي الكثير من الأشياء |
Bacaklarımı da takmış olsaydın böyle gülünç bir duruma düşmezdik. | Open Subtitles | لو أنك ركبت ساقى لما كنت فى هذا الموقف السخيف |