| Saatler içinde öleceğini bilseydin, ne yapardın? | Open Subtitles | لو عرفتِ بأنكِ ستموتين خلال ساعات ماذا ستفعلين ؟ |
| Çünkü bilseydin, bunların hiç birini yapamazsın. | Open Subtitles | لأنك لو عرفتِ لن تستطيعي فعل أي من هذه الأشياء |
| Bize saldıranın Kum'dan olduğunu bilseydin hala söyler miydin? | Open Subtitles | أكنتِ لتقولين ذلك لو عرفتِ أن الشخص الذي يهاجمنا ينتمي إلى قرية الرمل؟ |
| Seni ne kadar çok sevdiğimi bir bilsen. | Open Subtitles | لو عرفتِ كم أحبكِ |
| Neler olduğunu bir bilsen... | Open Subtitles | ...لو عرفتِ فقط |
| Ne olacağını bilseydin duruşma hakkında yazar mıydın? | Open Subtitles | هل كنتِ لتقومي بتغطية المحاكمة لو عرفتِ ماكان ينتظرك؟ |
| Belki eğer benim bildiklerimi bilseydin görmezden gelmezdin. | Open Subtitles | ربّما لو عرفتِ ما أعرفه، لما كنتِ تجاهلتِها. |
| Eğer çok kısıtlı bir zamanın olduğunu bilseydin, kızar mı kızmaz mı diye düşünmeden annene yığınla soru sorardın. | Open Subtitles | لو عرفتِ أن الوقت المتاح لديك محدود، ستعملين على معرفتها كنت ستسألين والدتك أسئلة... بغض النظر عما إذا كانت ستغضب أم لا |
| Niçin? Elimin nerede olduğunu bilseydin yumruklardın beni. | Open Subtitles | ستفعلين لو عرفتِ أين كنت أضع يدي |
| - Burada olacağımı bilseydin gelmeyeceğini düşündüler. | Open Subtitles | -ظنتا أنكِ لن تأتين لو عرفتِ أنه أنا -كانتا محقتان |
| Fakat işin aslı, Audrey yapmış olduğum her şeyi bilseydin, beni gerçekten sevebileceğine asla inanmadım. | Open Subtitles | ولكن حقيقة هذا الأمر يا (اودري) لم أكن أظن أنكِ كنتِ ستحبينني لو عرفتِ كل شيء فعلته |
| bilseydin çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | أنه سيكون أسهل لو عرفتِ... |