| Ancak, sadece bir kez, benimle baş başayken dürüst ol, bana karşı olmasa bile, kendine karşı dürüst ol. | Open Subtitles | لكن لهذه اللحظة فقط كوني صادقةً معي لو ليس معي , مع نفسكِ على الأقل |
| ...dairende olmasa bile, kuru temizlemecide ya da bir bankanın ATM'sinde ya da karşıdan karşıya geçerken yada saatçide! | Open Subtitles | لو ليس في شقتك ففي غرفة الغسيل أو آلة سحب النقود بالبناية التي بالشارع المقابل أو متجر الساعات! |
| Benim için olmasa bile, Roarke'un hatırı için. | Open Subtitles | من أجل (رورك) لو ليس من أجلي |
| Öteki tarafta görüşürüz. Bu dünyada olmazsa artık öbür dünyada. | Open Subtitles | لقاؤنا في الجانب الآخر، لو ليس على هذه الأرض، فليكن في الحياة الأخرى |
| Ayrıca telefonu olmazsa bir daha sesini duyamayız. | Open Subtitles | كما أنه لو ليس معه هاتف لن نسمع منه مرة أخرى |
| Hiç olmazsa barda bir tane olsaydı. | Open Subtitles | لو ليس بين الجمهور، فوراء الحانة |
| Eğer ışık olmazsa gölge de olmuyor. | Open Subtitles | لو ليس هناك ضوء لن يكون هناك أي ظلال |
| Sorun olmazsa, Ben... Ben eski ofisimi tercih ederim.. | Open Subtitles | لو ليس هناك مانع، أفضّل مكتبي القديم. |
| Eğer sorun olmazsa onunla konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | لو ليس هناك مانع أود التحدث معه |
| Sorun olmazsa Laura'nın görevini devralmak istiyorum. | Open Subtitles | سأتولى خط سير "لورا" لو ليس لديك مانع. |
| Yun Hee Teyzen olmazsa Hana ve babası sağ salim kurtulmuş olamaz. | Open Subtitles | لو ليس العمّة (يون هي). (هانا) والأبّ لم يمكنهم الهروب بسلام. |