| Bay Aldrich, Miriam rolü için başka birini aramaya hazır. | Open Subtitles | السيد أولدريتش مستعد ليبحث عن شخص آخر ليلعب دور مريم |
| Profesörün himayesine aldığı bir kızı aramaya gelmişti.. | Open Subtitles | ذلك الولد جاء ليبحث عن الفتاة التي كانت مع الأستاذ |
| Burada da bilgisayarı maktuller arasındaki benzerlikleri aramaya programladım. | Open Subtitles | و هنا، هيأت الحاسب ليبحث عن أي تشابه بين الضحايا. |
| Burada mı? Buradaydı ama Yüzbaşı'yı bulmak için Exhampton'a gitti. | Open Subtitles | لقد كان هنا, لقد ذهب الى اكسهامبتون ليبحث عن الكابتن |
| Kızna güvenli bir yer bulmak için kız kardeşine gitmeyi planlıyordu. | Open Subtitles | كان يخطط ان يذهب لااخته ليبحث عن مكان امن ل ابنته |
| Evet, o et hakkındaki bilgiyi almadan hiçbir şey yapamayız ve Booth'ta kaybettiği adamı aramak için güneşin doğmasını beklemek zorunda. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل أي شيء حتى نحصل على تحديد لنوع ذلك اللحم و يجب على بووث أن ينتظر حتى الصباح ليبحث عن الرجل الذي أضاعه |
| Genetik özelliklerle birleştiğinde, kimliğini arayan bir erkek çocuğu için babasız büyümek bir stres etkeni olabilir. | Open Subtitles | ان كان لديك اختلاط من المورثات و ابن نشأ بدون اب ليبحث عن هويته الخاصة ذلك قد يكون عاملا للتوتر |
| Kocam benzin istasyonu aramaya gitti ama... - ama geri gelmedi. | Open Subtitles | و زوجي ذهب ليبحث عن محظة وقود ولكنه لم يعد |
| Birincisi; Er yada geç, birileri parayı aramaya gelecek. | Open Subtitles | أولا , احدهم سوف يأتي ليبحث عن هذا المال |
| Binbaşı iğneyi yedikten sonra, muhtemelen tökezleyerek yardım aramaya çıktı. | Open Subtitles | كان يتحرك عندما تم مداهمته بعد أن تم طعن الاآمر على الأرجح قد ذهب للخارج ليبحث عن المساعده |
| Acele edin ve ekibin geri kalanını da getirin sonra da birileri bu çocukları aramaya başlamadan buradan gidelim. | Open Subtitles | اسرع, و احضر باقى العصابه ودعونا نخرج من هنا قبل أن يأتي شخص ليبحث عن هؤلاء الأطفال |
| Yardım aramaya gittiğine ve yakında onu bulacaklarına eminim. | Open Subtitles | و إني أراهن أنه ذهب ليبحث عن المساعده و هكذا سيجدونه قريبا. |
| Babam Charli'yi aramaya gittiği zaman olduğu gibi mi? | Open Subtitles | مثل الوقت الذي تركنا أبي ليبحث عن تشارلي؟ |
| Kocası-iş aramaya Clarksburg'a gitmişti. | Open Subtitles | زوجها العجوز سافر إلي "كلاركسبيرج" ليبحث عن عمل |
| Ekberi bunu öğrendi, Keelson'ı aramaya başladı ve onun yerine ortağı Bay Browning'i buldu. | Open Subtitles | "أكباري" اكتشف ذلك, أتى ليبحث عن "كيلسن" ووجد مساعده، السيد "براونينغ" بدلاً عنه. |
| Ürününün tanıtımını yapacak birini bulmak için Güney Afrika'dan gelmiş Hindistan'a. | Open Subtitles | ليبحث عن سفيرة لمنتجاته لذا لفت انتباهه عن قصد |
| Şimdi eş bulmak için uçup gitmek zorunda, ki başka bir eşek arısı yumurtası başka bir Bağ Örümceği'ne musallat olabilsin. | Open Subtitles | عليه الآن أن يطير ليبحث عن شريك، لكي يرتبط بيض زنبور آخر بعنكبوت حديقة أخرى. |
| Ahlak Masası birkaç tanesini kapatmak amacıyla bahane bulmak için basmıştı. | Open Subtitles | النائب قد داهم عدداً قليلاً منها ليبحث عن سبب لإغلاقها |
| Kocanız oğlunuzu aramak için Hawaii'ye gelmiş olabilir mi? | Open Subtitles | حسناً, هل هذا سبب مجئ زوجك الى هاواي ليبحث عن ولده ؟ |
| iş aramak için şehre taşınmış. | Open Subtitles | ذهب إلى المدينة ليبحث عن عمل عندما حصل على شهادة القيادة |
| "Bir zamanlar bir yeri arayan bir genç varmış... | Open Subtitles | كان ياما كان كان هناك شاب ذهب ليبحث عن مكان |
| Saklanmak zorunda olmayacağımız bir yer bulmaya gitti sadece bizim ulaşabileceğimiz bir yer. | Open Subtitles | ذهب ليبحث عن مكان كي نختبئ فيه، مكان لا يستطيع أحد الوصول إليه سوانا. |