| Arthur'un gidişiyle onu kendi itibarından korumak için kimse olmayacak. | Open Subtitles | وبموت آرثر لن يكون هناك اي احد ليحميها من سمعتها |
| ve ayrıca çocuğunun babasının... onu korumak için gelen bir asker olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | و ان والد طفلها ايضا محارب ارسل عبر الماضي ليحميها |
| Burada yıllardır herkesin bildiği gibi o hazineyi korumak için seçildi. | Open Subtitles | بما أن أي واحد مر من هنا يعرف لقد تم إختياره ليحميها |
| koruması gereken bir çok şey olduğu için gerçek hissiyatını saklamak zorundaydı. | Open Subtitles | كان لديه الكثير من الاشياء ليحميها لذا كان عليه اخفاء روحه الحقيقية |
| Babamızın koruması gereken bir ülkesi var. | Open Subtitles | لدى أبينا دولة ليحميها |
| Yani bunu o yaptıysa onu korumak için yapmıştır. | Open Subtitles | انت تعلمين انه اذا فعل هذا هو فعلها ليحميها. |
| Bir çoban kendisini sevmeyen bir kıza aşık olur o da kızı, rüzgar ve yağmurdan korumak için dağın üzerine uzanır. | Open Subtitles | راعي وقع في حب امراة وهي لن تبادله الحب ابدا. لذلك هو استلقى خلال الجبال... ليحميها من الريح والمطر. |
| Yakınlarından biri korumak için onu etine kazımış. | Open Subtitles | واحد من أقربائك نقشها على جسده ليحميها |
| Tara ispiyonlamadı Gemma. Jax onu korumak için teslim oldu. | Open Subtitles | لم تقم (تارا) بالوشاية يا (جيما)، سلّم (جاكس) نفسه ليحميها |
| Sanırım onu korumak için bıraktı! | Open Subtitles | أعتقد انه غادر ليحميها |
| Bilemiyorum. Belki Susan'ı korumak için suçu üstlenmiştir. | Open Subtitles | لا أعرف ربما اعترف ليحميها |
| Bu adam onu korumak için hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | هذا الرجل خاطر بحياته ليحميها |
| Potansiyel saldırılardan korumak için. | Open Subtitles | ليحميها من المخربين |
| Gitmesine izin verdiğime pişmanım ama en azından Lincoln onu korumak için orada. | Open Subtitles | لكن على الأقل (لينكولين) هناك ليحميها! |
| O'nun koruması gereken bir ailesi var. | Open Subtitles | لديهِ عائلتهُ ليحميها. |
| Carmelo'nun koruması gereken bir namı olduğu müddetçe... | Open Subtitles | طالما أن لدى (كارميلو) سمعة ليحميها... |