| Pekala, yakınlık prensibine göre, katil kurbanlarını kaçırmak için çok uzağa gitmez ama bu adam oldukça geniş bir alanda kadın kaçırıp cesetlerden kurtuluyor. | Open Subtitles | حسنا,مبدأ القرب يخبرنا ان القاتل لن يرتحل بعيدا ليخطف ضحاياه لكن هذا سافر لمسافات بعيدة لكي ينشر |
| Ella'yı kaçırmak için gitmemiş. Mahalleyi gözetliyormuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك ليخطف ايلا كان هناك ليفحص الحي |
| Catherine'i kaçırmak için paralı asker mi tuttun? | Open Subtitles | عينتِ " مرتزق " ليخطف "كاثرين". |
| Buraya Roger Hansby adında bir çocuğu kaçırmak için geldi. | Open Subtitles | (لقد أتى ليخطف صبي إسمه (روجر هاندزبي |
| Hanson onu Wyatt'ı kaçırmak için kiralamış. | Open Subtitles | (هانسن) إستأجرهُ ليخطف (وايت) |