| Endüstrideki hiç kimse, o hikâyeleri izlemek için aç ve para ödemeye istekli kimselerin hikâyelerini anlatmak için koşuşturmuyordu. | TED | لم يندفع أحد في المجال لرواية المزيد من القصص عن الجمهور الذي كان متلهفا ومستعداً ليدفع المال لرؤيتها. |
| Bir kıza borcunu ödemeye, Bernard Baruch'yu göndermezdin. | Open Subtitles | الا ترسل برنارد باروخ ليدفع لفتاة بدلا منك |
| Harcını ödemek için yaz boyunca sirkteydi ama kimliğini korumak için bunu bir sır olarak saklıyordu. | TED | كان يتجول مع السيرك في الصيف ليدفع لدروسه ولكنه أبقاه سرًا ليحفظ شخصيته |
| Aslında, ödeyecek parası olan herkese. | Open Subtitles | حسناً، لأيّ شخص كان يمتلك المال ليدفع مقابله |
| Babanın o parayı bankaya ödemesi lâzım. Lokanta işleri mahvetti onu. | Open Subtitles | والدك يحتاج هذا المال ليدفع للبنك من أجل مطعمه القذر |
| Sence de bu yaptıklarının bedelini ödemesinin vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه قد حان الوقت ليدفع ثمن ما فعله ؟ |
| Herkes itsin.. Tamam... | Open Subtitles | ليدفع الجميع! |
| Fidyeyi ödeyen ilk ebeveyn çocuklarını geri getirir. | Open Subtitles | الوالد الأول ليدفع الفدية ليستعيد أطفاله |
| Kendine internetten gelin almış. Ama kargo ücretini ödemeyecek kadar cimriymiş. | Open Subtitles | لقد اشترى لنفسه عروساً عبر البريد، لكنه بخيل جداً ليدفع أجر الاستلام ، صح؟ |
| Jim, ona ayarlamaya çalıştığınız son adam hesabı şekerlemelerle ödemeye çalışmıştı. | Open Subtitles | لانه في اخر مرة جلست تختبره ليدفع لك ثمن الحلوى |
| Aylardır bu departmanı ve bu adamları bedelini ödemeye hazır olan herkese satıyordun. | Open Subtitles | وهؤلاء الرجال أيضاً لأي شخص مستعد ليدفع لك |
| Ah, fakat Ryland niçin bu kadar çok para ödemeye hazır oldsun? | Open Subtitles | ولكن, لماذا كان ريلاند مستعدا ليدفع كثيرا هكذا ؟ |
| O soygunu Coal City'deki Kiwanis işi sırasında... grubun oda servisi masraflarını ödemek için yapmıştı. | Open Subtitles | لقد دفع لهذا العمل ليدفع للفرقه ثمن الغرف .. ِ من حفله كونس تلك في مدينه كويل |
| Karısının hastane masraflarını ödemek için bir hafta boyunca bisiklet sürmek zorunda. | Open Subtitles | إنه يجب أن يركب لمدة إسبوع ليدفع نفقات مستشفاها |
| Bakalım, elemanlarına ödemek için sahte parayı nereden bulmuş. | Open Subtitles | لعلكِ تكتشفي من أين حصل على المال المزيف ليدفع لطاقمه |
| Yani bu çocuk o kadar uçmuştu ki bahis parasını ödeyecek parası dahi yoktu. | Open Subtitles | هذا الفتى كان يفتقر لأبسط المعلومات حتى انه لم يكن يملك المال ليدفع الرهان |
| O mal için bana 500 dolar ödeyecek bir alıcı vardı. | Open Subtitles | كان لديّ مشتري مستعد ليدفع لي 500 دولار لذلك الطرد |
| Babamı arayacağım ve o da gelip yemeğimizi ödeyecek. | Open Subtitles | سأتصـل بأبـي و سيأتي ليدفع ثمـن عشـائنـا |
| Stuart'ın da Malankov'a borcunu ödemesi için sigorta parasına ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | و بوليصة التامين كانت كافية ليدفع مالينكوف |
| Sam 4.seviyeye gelmeden onu kurtarabilecek bir tedavi yöntemi buldum. ve Ian'a bunu ödemesi için talepte buldum, ve o yapmak istemedi. | Open Subtitles | عندما كان (سام) في المرحلة الرابعة وجدت علاجاً من شأنه أن يساعده وذهبت إلى (إيان) ليدفع المبلغ لكنه رفـض |
| Bu suçlunun, ihanetinin bedelini ödemesinin zamanı geldi. | Open Subtitles | "حان الوقت ليدفع هذا المجرم ثمن خيانته" |
| - Briggs bazılarımızın yaptıklarını ödemesinin zamanının geldiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | (بريغز)، ألا تعتقد أنّ الوقت قد حان ليدفع بعض منا ثمن ما فعلناه؟ |
| Herkes itsin! | Open Subtitles | ليدفع الجميع! |
| ve benim gibi insanlar olmasa, senin gibilere para ödeyen de olmazdı, değil mi? | Open Subtitles | وان لم يكن احد مثلي ...لن يكون اي احد ليدفع للاشخاص مثلك , اليس كذلك؟ |
| Üçüncüsü, borçlarını ödemek için çeyrek milyon dolar borçlanmak istiyor fakat borcunu ödemeyecek, çünkü ikinci maddeye dönecek olursak, canına susamış. | Open Subtitles | في مكان حيث أن يقتل فيه ويرمون جثتك ببساطة في نهر "أنجيلز كريست". الثالثة : إنه يريد أن يقرض ربع مليون دولار ليدفع الديون التي بالواقع لا يمكنه تسديدها |