| Lord Hazretleri ve Leydi Mary değişiklik olmasını istemezler, ...biz de o şekilde davranalım. | Open Subtitles | لن يرغب سيادة اللورد أو ليدي ماري في تغيير ملابسهما للعشاء، ولن نغير نحن أيضًا | 
| Sorun değil Leydi Mary. İmzalanacak bazı belgeler de olacak. | Open Subtitles | لا بأس بذلك تماماً، ليدي "ماري" سيكون هنالك أوراقٌ لتوقيعها | 
| Bundan Leydi Mary'ye bahsettin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتِ ليدي ماري بهذا الأمر؟ | 
| Yemek salonunda, Bay Crawley için sandviçler hazır, Leydi Mary. | Open Subtitles | هنالك شطائر للسيد "كراولي" في غرفة الطعام، ليدي "ماري" | 
| Buraya Leydi Mary'i görmeye geldim, Carson. | Open Subtitles | لم آتِ إلا لرؤية ليدي ماري يا كارسون | 
| Leydi Mary Crawley karım olma onurunu bana bahşeder misin? | Open Subtitles | ...ليدي ماري كراولي هل تمنحيني شرف أن تكوني زوجتي؟ | 
| Burada gereken tek şey çocuk doğumu hakkında bilgi Leydi Mary. | Open Subtitles | مع ذلك، ما هو مطلوب هنا، ليدي "ماري" هي معرفة الولادة، لا شئ أكثر | 
| Leydi Mary, lütfen ailenize baş sağlığı dileklerimi iletin. | Open Subtitles | ليدي "ماري"، أرجوكِ أخبري والديكِ كم أشعرُ بالآسف الشديد | 
| Neden, yoksa Leydi Mary görmeden evlenmek zorunda kalacağını mı sandın? | Open Subtitles | لماذا،هل ظننت أنك ستتزوج من دون ليدي (ماري) لتشد على ذلك؟ | 
| Leydi Mary, benim düğünümün bu evde gerçekleşmesinin doğru olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد ليدي (ماري) أن حفل زفافي يجب أن يقام في البيت | 
| Mesele şu ki, Leydi Mary bugün buradayım, çünkü sen ülkeye gitmeden önce yüz yüze konuşmak istedim. | Open Subtitles | الموضوع هو، ليدي "ماري"... أنا هنا اليوم لأني كنتُ بحاجة لأن أخبركِ شيئاً وجهاً لوجه، قبل ذهابكِ إلى الريف | 
| Leydi Mary çok da hanım hanım değilmiş hani. | Open Subtitles | إتضح أن ليدي (ماري) ليست سيدة محترمة تماماً في النهاية | 
| Merak etme Carson, Leydi Mary ile ikimiz de tartışabilirmişiz gibi davranmamızın lüzumu yok. | Open Subtitles | لا تقلق، يا (كارسون)، لا فائدة من التظاهر بأنه يمكننا الجدال مع ليدي (ماري) أياً منا | 
| Biz alt sınıf, haşa, yüce Leydi Mary'nin düşündüğünün aksini düşünemeyiz tabii. | Open Subtitles | ولا يمكن أن نفعل نحن الأقل شأناً أي شيء لمعارضة ليدي (ماري) المباركة | 
| Boş ver. Leydi Mary'yi domuzları sunarken görmek istemiyor musun? | Open Subtitles | لا يهم، هل ستأتي لترى ليدي (ماري) تعرض خنازيرها؟ | 
| Leydi Mary'yi orada domuzlarla birlikte görmek çok garip. | Open Subtitles | من الغريب رؤية ليدي (ماري) هناك مع الخنازير | 
| Kendisine sormak istediğim bir şey vardı. Leydi Mary'nin de orada olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسألها عن شيء وأود أن تكون ليدي (ماري) حاضرة | 
| Leydi Mary ona bir broş ödünç verebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | قالت ليدي (ماري) إنها ستعيرها دبوس للزينة أو ما شابه | 
| - Leydi Mary söylemedi mi leydim? | Open Subtitles | -ألم تخبركِ ليدي (ماري) يا سيدتي؟ -تخبرني بماذا؟ | 
| Leydi Mary kendi elbiselerini istediği gibi verebilir. | Open Subtitles | ليدي (ماري) يمكنها التصرف بثيابها كما تريد |