| Sıkıntıları, hastalıktan ve sağIıklı hücre aktivitesinin bozulmasından başka bir şey değil. | Open Subtitles | و ان حالتهم ليست اكثر من مرضا خلل في النشاط الصحي للخلايا | 
| Teğmen Tyler ya da onun olduğu fikri, kimyasal bir yerleştirmeden başka bir şey değil. | Open Subtitles | اعتقد ان الملازم تايلر او فكرة وجوه ليست اكثر من زرع كيميائي | 
| Nefsime uymaktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | عدا انها ليست اكثر من فرض ارادتي | 
| Bay Harle çizimleri inceledi acemice yapılmış sahtekarlıktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | السيد (هارلي) قام بفحص الرسوم وهي ليست اكثر من مجرد تزييف فظ |