| Beni dinle, duyduğun o sesler gerçek değil. | Open Subtitles | اسمع، تلك الأصوات التي تسمعها ليست حقيقيّة. |
| Bu peri masalları gerçek değil. | Open Subtitles | -كفى . هذه القصص الخرافيّة ليست حقيقيّة. |
| "Kart"ları gerçek değil! | Open Subtitles | بطاقاته ليست حقيقيّة. |
| Umarım bazı bölümlerin gerçek olmadığını fark etmişsindir. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون قد أدركت أن بعض هذه الأجزاء ليست حقيقيّة |
| Ama unutma gerçek olmadığını bildiğin şeyler tarafından korkutulmayı dört gözle bekliyordun. | Open Subtitles | لكن تذكّري، لقد كنتِ تتطلّعين قدماً للمرح عن طريق الخوف من أشياء أنت تعلمين أنها ليست حقيقيّة |
| Sana onun gerçek olmadığını söyledim. | Open Subtitles | . أخبرتكِ بأنّها ليست حقيقيّة |
| O gerçek değil. | Open Subtitles | . إنّها ليست حقيقيّة |
| Binlerce yıldır görülmemiş. gerçek değil. | Open Subtitles | (أورسولا) أسطورة، و لمْ تتواجد لآلاف السنوات، ليست حقيقيّة |